ABD Dışişleri'nin Körfez ve Güneybatı Asya ülkeleri özel temsilciliğine atadığı Dennis Ross, eylülde yayımlanan bir makalesinde, İran'la yakınlaşmanın bir arka kanalla başlaması gerektiğini ifade etmişti. Bu kanal Türkiye olabilir.

Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan, George W. Bush iktidardayken Tahran'ın ülkesinden Washington'la 30 yıldır süren ihtilafın çözümüne destek olmasını istediği gerçeğini su yüzüne çıkardı.

Erdoğan İran'ın mesajını Bush'a iletmişti, ancak Bush yönetimi bu tür girişimlere özellikle karşı çıkıyordu. Şu an Erdoğan Başkan Barack Obama'yla, Türkiye'nin arabuluculuk eğilimini konuşmayı düşünüyor. Özellikle de Obama İran'la doğrudan diyalog eğilimi de dahil, selefinin politikasının tamamını gözden geçirme taahhüdünde bulunmuşken...

Ross'un İran başta olmak üzere Körfez bölgesinin temsilcisi olarak atanması bir yana, Obama nisanda Londra'da yapılacak G-20 toplantısında İran'la 'diplomatik çatışma'yı başlatacağını ifade etmişti. ABD'nin İran'la diyaloğunun yapısı hâlâ teste tabi olduğundan, Erdoğan'ın düşünceleri Obama'nın İran rejimiyle istediği diyaloğu başlatmasına yardımcı olabilir.

Başlangıç sürecinde Ross'un İranlıların ne istediğini imkânlar ölçüsünde anlamak için Türkiye başbakanıyla bir araya gelmesi faydalı olabilir.

Ayrıca İranlıların, Tahran'da hükümete yakın Kayhan gazetesinin eski başkan Bill Clinton döneminde İsrail'i desteklediği gündeme getirip aşırı Siyonist olarak nitelediği Ross'a saldırmaktan imtina etmesi de faydalı olabilir. Ross'un İbrani devletine desteğini gizleyeceğini düşünmüyoruz, ancak niyetleri sınanmalı. Ross, Obama'nın istediği türden bir diyalogdan farklı davranamaz.

Diyalog yolunu açma noktasında Ankara'dan daha olgun bir fırsat yok. Zira Ankara Amerikan müttefiki bir NATO üyesi olduğu için ABD'nin güvenini kazanacağı gibi, İran'ın da güvenini kazanacaktır. Bu nedenle Ross'la işbirliği yaparak ve ardından taraflar arasında açık diyaloglar serisi gerçekleştirme yolunda yürüyerek kanaatlerini test etmek için Türklere kapı açılmalı. Zira bu tür diyaloglar bir tarafın ötekini anlamasını garanti eden tek yol. Bu diyalog dünyayı en önemli ve tehlikeli krizlerinden birinden kurtaracaktır. (Katar gazetesi Vatan, 26 Şubat 2009)

Kaynak: Radikal