Sonunda İsrail’deki bazı medya organlarının, Türkiye’yle muhtemel yakın çözüm ve başbakan Tayyip Erdoğan’ın İsrail’i ziyaret etmesi tahmini hakkındaki söylentiler boşa çıktı. Erdoğan’ın, Mavi Marmara olayından dolayı özür dilemedikçe, İsrail’le ilişkilerin doğallaşmasının düşünülemeyeceği açıklamasıyla, bu söylentiler düştü.

Erdoğan, Ankara’nın geri adım atmadığını ve İsrail’le ilişkilerin başta özür dilenmesi ve kurbanların yakınlarına tazminat ödenmesi olmak üzere şartların yerine getirilmesiyle doğallaşabileceğini net cümlelerle ispatladı. Sadece bu da değil. Erdoğan, İsrail’in Gazze ablukasının doğal ilişkilerin şartlarından olduğunu teyit etti. Şu ana dek İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun başını çektiği sağcı hükümet özür dilenmesini engellerken, hükümet tazminatları ödemeye hazır olduğunu ortaya koydu.

Böylece Türkiye, İsrail Türk taleplerini gerçekleştirmedikçe ülkeyle ilişkileri doğallaştırmayacağı sözünü yerine getirmiş oluyor. İki taraf arasında yapılan müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması sonrası, Ankara’nın inatçı İsrail tutumuna boyun eğmekten uzak olduğu ve İsrail tutumunu korudukça daha da sertleştirmeye hazır olduğu görüldü.

Türklerin popülaritesi
Herkesin Mavi Marmara’daki Türk eylemcilerin öldürülmesi suçunun İsrail’in sularında değil, uluslararası sularda gerçekleştiğini bilmesine rağmen İsrail, örnek olmasından endişelenerek özür dilemiyor. Bu devlet kendisini hukukun üstünde görüyor, başka ülkeler için geçerli olmayan şeylerin kendisi için geçerli olduğunu düşünüyor.

İsrail’in en son isteyeceği şey, Filistin taleplerini benimseyen bir Avrasya ülkesi. Fakat Erdoğan hükümeti, Filistin sorununa Türkiye’nin iç sorunu muamelesi yapıyor. Ankara, Arap ülkelerinin İsrail’le uzlaşmazlığı ve Netanyahu’nun barıştan kaçınmasıyla mücadelede güçlü tutum almaktan imtina etmesi sebebiyle yaşanan siyasi boşluğu doldurdu. Dolayısıyla Türkiye’nin popülaritesi, Arap ve İslam ülkelerinde rekor düzeylere çıkıyor. (Katar gazetesi Vatan, 10 Temmuz 2011)


Kaynak: Radikal