Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Filistin Nekba'sının yıldönümünde -15 Mayıs- Suriye'yi ziyaret etti. Gül veya danışmanları bu tesadüfe dikkat etmemişlerdir. Zira Araplar ve özellikle rejimleri bile bu kara yıldönümü hatırlamıyor, aksine Arap rejimlerinin çoğu hali hazırdaki gerçekleri silmeye çalışıyor.
Gül'ün ziyaretinin bu yıldönümüyle aynı zamana denk gelmesi, Türkiye'nin geçen yıllarla bugün arasında Arap dünyası ve İsrail'le ilişkilerini akla getiriyor. Dünle bugün farklı. 'İsrail atı'nın çektiği 'Batı arabası'nın arkasında soluk soluğa kalan Türkiye'yle bugünkü Türkiye farklı. Arap ve İslam coğrafyasına düşman Türkiye'yle bugünkü Türkiye farklı. Araplara ve Suriye'ye karşı askeri cephe açılmasına hazır olan Türkiye'yle bugünkü Türkiye farklı.
AB hayaliyle çelişmiyor
Gül, Şam'ı Türkiye kendi kimliğine dönmüşken ziyaret ediyor. Bu kimlik Batı kriterleri çerçevesinde modern bir devlet olma planlarıyla çelişmiyor. Doğuya yönelmek Türkiye'yi düşmanlarla kuşatılmaktan kurtardı. Türkiye-Suriye ilişkilerinin girdiği süreç, tarih, coğrafya, yakınlık, aynı kültür ve geleceğin bağlarını buluşturan iki ülke arasındaki ilişkilere model oldu. Yeni dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu Türkiye'nin yerini, Ortadoğu ve dünyadaki konumunu yeniden okumasaydı bu mümkün olmazdı. Ankara Soğuk Savaş yıllarındaki politikalarını gözden geçirmiş olmasaydı bu değişim yaşanmazdı.
AKP kimliğin modernleşmeyle çelişmediğini teyit etti. Modernleşme köklerden kopmak anlamına gelmez. Parti modernleşme pusulasından sapmadı, AB yolunda yürümeye teşvik etti ve 3-4 yıl içinde laiklerin 40 yıldır yapamadığını başardı. Parti İslam kimliğinin, dini ve bireysel özgürlüklere saygı gösterilmesi şartıyla laik rejimle çelişmeyeceğini teyit etti. AKP deneyimi dış politikadaki Doğulu tercihin Türkiye'nin Batı, Rusya ve Türk dünyasına yönelik tercihindeki çıkarlarla çelişmediğini ispatladı.
İsrail'in Türkiye'ye satmak istediği pilotsuz uçaklar birbiri ardına kendiliğinden 'düşerken' İsrail'e yapışmanın anlamı ne? İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in Gazze saldırısı öncesi Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'a yaptığı gibi liderleri aldatmayı çok iyi bilen İsrail'le koalisyonun anlamı ne?
AKP, Türkiye içindeki 'ötekileri' dış politikada çok boyutluluğun Türkiye'nin çıkarına olduğuna, Suriye ve Arapların düşmanlarına karşı Türkiye'nin yanında yer aldığına, Suriye'yle sağlam işbirliğinin Türkiye'nin çıkarına olduğuna ikna etti. Belki de AKP'nin Suriye politikasındaki başarı zirvesi Türk ordusunun Suriye ordusuyla 26 Nisan'da ortak askeri tatbikat yapması kabul etmesidir. Bu, Ankara-Şam ilişkilerinde benzeri görülmemiş bir gelişme ve karakteristik bir geçişti.
Gül dördüncü veya beşinci kez Şam'da.
Sanki kenti bir gün bile terk etmemiş gibi. Sanki Türkiye Suriye'yi bir gün bile terk etmemiş gibi. Sanki Suriye bir gün bile İstanbul'un dışında kalmadı. Bölge kimliğini ve dengesini tekrar kazanıyor. İstenense bu başarının
sağlamlaştırılması ve genelleştirilmesi. (Katar gazetesi Şark, Beyrut Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü, 17 Mayıs 2009)
Kaynak: Radikal