Geçtiğimiz hafta dünya Pakistan'da işlenen suıkastle sarsıldı. Muhalefet lideri ve eski başbakanlardan Benezir Butto şimdilik kim ya da kimler tarafından işlendiği belli olmayan bir cinayete kurban gitti. Askeri yönetimin işbaşında olduğu bu ülkede bu siyasi cinayetten sonra toplumsal ve siyasi istikrar ciddi olarak tehlike altına girmiştir.
Seçim sürecine girdiği andan itibaren bu ülkedeki gelişmeleri yakından izledik. Maalesef gelişmeler kimi öngörülerimizi haklı çıkaracak yönde oluşuyor. Butto'ya karşı işlenen bu cinayeti sadece Pakistan'ın iç sorunu olmaktan çıkarıp uluslararası sorun haline getiren önemli faktörler var. Bu faktörler iyi tahlil edildiğinde suikastin muhtemel sonuçları hatta nedenleri üzerine fikir edinebiliriz.
Pakistan, terörle mücadele adına bölgeyi işgal eden Amerika'nın yoğun baskısı altında. Bu konuda Pervez Müşerref'ten yeterince destek bulamadığını düşünen Beyaz Saray ülkedeki tepkileri dindirecek ama Pakistan içinde gerektiğinde operasyon yapabileceği bir ortamın oluşması için "demokratikleşme" yönünde baskı yaptı. Nitekim Butto, bu pazarlıkların bir sonucu olarak yolsuzluk davaları nedeniyle bulunduğu yurt dışından ülkesine döndü. Ve seçim vaatleri arasında açık biçimde "gerekirse Amerikan ordusunu terörle mücadele için ülkesine davet" edebileceğini belirtti.
Bir başka önemli faktör, Pakistan'ın elinde bulundurduğu nükleer silahlar bu ülkedeki gelişmelerde bir şekilde uluslar arası güçlerin müdahil olmasına ya da ilgilenmelerine neden oluyor. Uzun zamandır Pakistan'daki nükleer silahların güvenliğinin tehlikede olduğu, "istenmeyen yönetimlerin" eline geçmesi tehlikesinin bulunduğu iddiaları bu ülkeye müdahale gerekçesi olarak açık biçimde dillendiriliyordu.
Butto'nun ölümü ile demokrasinin ve nükleer silahların tehlikede olduğu söylemine Türkiye'den gelen bazı yorumları da eklemek gerekir. Pakistanda olup bitenleri, bu ülkenin Müslüman kimliğine bağlayanlar, örnek olarak Hindu Hindistan'ı göstermek gibi "akıl tutulması"na düşebiliyorlar. Laik Hindistanı örnek gösteren bu mantıksal tutarlılıktan mahrum genellemeleri yapanlar Pakistan gerçeğinden bihaber oldukları gibi yanlış örnekleme ile Türkiye'ye yönelik mesaj vermek istediler. Örnek gösterilen laik yönetim altındaki Türkiye'de neden her on yılda bir askeri müdahale olduğunun sorgulanmaması, Hindistan örneklendirmesinde sergilenen tutarsızlıkta olduğu gibi, bizde, olayların nasıl değerlendirildiğine anlamlı bir örnektir.
Sonuç olarak, haber yaptığımız gibi, Butto Amerikan yönetimiyle yapılan sıkı pazarlıklar sonunda Pakistan'a dönmüş , iç siyasetteki dengeler ya da ancak akıl yürütme ile yapılacak yorumla , muhtemel uluslararası güçler sürece müdahale etmiştir. Bu süreçten zararlı çıkacak olan kuşkusuz Pakistan'dır. Demokrasi retoriği üzerinden yapılacak yorumlar Pakistan gerçeğini anlaşışır kılmayı zorlaştırmaktan ileriye gidemez. Feodal yapı üzerine kurulu siyaseti belirleyen sadece din olmadığı gibi her türlü siyasi gelişmeyi belirleyen de dış faktörler değildir. İç dinamikler/dengeler/güç mücadelesi masa başı planları alt üst edebilmektedir.