Görünen o ki, ABD İran'ın nükleer programıyla ilgili yeni bir stratejiyi açıklamanın eşiğinde. Bu stratejinin içerdiği en önemli nokta, Washington'ın Tahran'dan müzakerelerin ilk süreçlerinde nükleer tesislerini kapatması ve uranyum zenginleştirmeyi dondurması yönündeki uzun süreli ısrarından vazgeçmesi.

İlgili yetkililerin ifade ettiği üzere, Amerikalıların Avrupalı müttefikleriyle yaptığı gizli oturumlarda sunulan yeni öneriler İran'a müzakereler sırasında uranyum zenginleştirmesini bir süre sürdürme izni verecek. Gerçi bu öneri, Tahran'ın nükleer programını kapsamlı uluslararası denetlemeye düzenli olarak açması talebine bağlı olacak.

Bu yaklaşım, İran'la müzakerelere başlamadan önce bütün uranyum faaliyetlerini durdurmasını şart koşan Bush yönetimininin tavrından kökten ayrılıyor. İran'a yönelik Amerikan politikasındaki yeniden değerlendirmenin hâlâ masada olmasına rağmen, Amerikalılarla Avrupalılar arasında İranlıların nükleer tesislerinin kapatılmasını kabul etmeyeceğine dair bir ortak görüş var.

Amerikan tutumundaki beklenen düzenlemeler, ABD'nin veya Avrupa'nın İran'dan nihayetinde nükleer programını durdurmasını istemekten vazgeçeceği anlamına gelmiyor. Aynı zamanda, ABD'nin uluslararası denetçilere iki yıldır ziyaret etmeleri engellenen yerleri inceleme izni verilmesi için İran'la diyalog oturumlarını kullanacağı kesin. Ululararası Atom Enerji Kurumu Başkanı Muhammed el Baradey Obama yönetiminin yeni stratejisi konusunda kendisine danışmadığını ifade ederken, önceki yönetimin İran'a karşı izlediği tehdit üslubunun gülünç buluyor. Ayrıca Tahran'ın uranyum zenginleştirmesinin veya nükleer bilgiler edinmesinin engellenmesi yönündeki girişimlerin açık ara başarısız olduğunu düşünüyor.

Baradey Tahran'a az miktarda da olsa zenginleştirmeyi sürdürmesine imkân verilmesinin önemini teyit ediyor.

Buna karşın İsrailliler Obama'nın İran'ın nükleer programını durdurmak için yıl sonuna dek süresi olduğuna, yoksa güç kullanımının masadaki tek seçenek olacağına dair bilgiler sızdırıyor. (Katar gazetesi Vatan, 15 Nisan 2009)

Kaynak: Radikal