Mısır'da gelecek günlerde cevaplanması gereken soru bu, zira aşamalı olarak planlanan parlamento seçimleri gelecek hafta başlayacak. Ve ortada kolay cevaplar yok.
Şubatta eski devlet başkanı Hüsnü Mübarek'i alaşağı etmeyi başaran halk arasında aylardır giderek artan bir huzursuzluk söz konusu. Mübarek'in devrilmesinden bu yana Mısır'ı Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi (SKYK) yönetiyor. Aylar boyu Mısır'ın yavaş da olsa demokratik seçimlere, yeni bir anayasaya ve sivil yönetime doğru ilerleyeceğine dair büyük beklentiler vardı. Ne yazık ki askerî konsey taahhütlerinin pek azını karşıladı ve ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğü üzerindeki baskısını artırdı. Gelinen noktada askeriyenin rehberliğinde ileriye gidileceği umudu tamamen buharlaşmış durumda.
Uluslararası Af Örgütü bu hafta yayınladığı raporda SKYK'yı zaman zaman Mübarek dönemini mumla aratan bir zalimlik sergilemekle suçladı. Geçen hafta güvenlik güçlerinin günler süren çatışmalarda göstericilerin üzerine gerçek mermiyle ateş açması sonucu en az 35 kişi hayatını kaybetti. Son 6 ayda yaklaşık 12 bin sivil, askerî mahkemelerde yargılandı ve en az 13'ü idam cezasına çarptırıldı.
Şu an tanık olduğumuz şiddetli çatışmaların sebebi ise ordunun kendisini Mısır'ın müstakbel anayasasının üzerine koymak yönündeki son girişimi. Birçokları tarafından generallerin dayatması olarak görülen bu girişim çerçevesinde ordu, askerî bütçenin parlamento denetiminden muaf tutulmasını ve silahlı kuvvetlerin anayasal meşruiyetin koruyucusu sayılmasını sağlamaya çalıştı. Böylece her görüşten pek çok Mısırlının SKYK'nın parlamento ve devlet başkanlığı seçimleri ve yeni bir anayasanın kabulünden sonra da iktidarda kalmayı planladığı yönündeki kuşkuları doğrulanmış oldu.
Geçen cuma gövde gösterisi yapan on binlerce İslamcı, ordunun hakim rolünü protesto etmek için barışçı bir yürüyüş düzenledi. Cumartesi günü güvenlik güçleri kalan bazı göstericileri dağıtmaya kalkıştı, fakat aşırı şiddet uygulamaları yeni gösterileri tetiklemekten başka işe yaramadı; bu kez gösteri yapanlar, Tahrir'i şubatta böylesine efsanevi bir meydan haline getiren grupların ta kendisiydi. Gösteriler hızla geniş çaplı çatışmalara dönüştü.
Bu ayaklanmaların seçimleri ertelemek yönündeki bir komplonun parçası olduğuna dair bir yığın spekülasyon yapılıyor, zira ordunun İslamcı partilerin sandıkta kazanacağı muhtemel bir zaferin çok geçmeden iktidar üzerindeki hakimiyetini sona erdirmesinden korktuğu söyleniyor. Brookings Doha Merkezi'nde görev yapan ve en bilgili Mısır gözlemcilerden biri sayılan Şadi Hamid, seçimlerin ertelenmesi halinde İslamcıların bunu kendilerini hedef alan yumuşak bir darbe olarak göreceği uyarısında bulunuyor. Hamid'in konuştuğu Müslüman Kardeşler yetkilileri ordunun, Kardeşler'in başarı kazanacağına kesin gözüyle bakılan seçimleri erteleme bahanesi yaratmak için protestocuları kasten tahrik etmiş olabileceğini söylüyor. Hamid, İslamcıların seçim zaferinden endişe duymak için pek çok sebep olduğuna, fakat bu korkunun halihazırda yürüyen demokratik süreci raydan çıkarmak için asla kullanılmaması gerektiğine katılıyor.
Peki diğer siyasi güçler ne istiyor? Devrimci Gençlik Koalisyonu'nun (DGK) önde gelen isimlerinden ve Tahrir'in baş aktörlerinden biri, millî birlik hükümeti kurulması ve SKYK'nın çekilmesi çağrısında bulundu, fakat yaklaşan seçimlerden söz etmedi. Devlet başkanlığının güçlü adaylarından ve Ulusal Değişim Birliği'nin lideri Muhammed el Baradey şiddeti kınadı ve yönetimi ordudan devralabilecek bir Millî Birlik Konseyi oluşturulması çağrısında bulundu. Yeni bir hükümetin zamanlaması ve seçimlerin planlanmış başlangıcı üzerinde nasıl bir etki yapacağı ise belirsizliğini koruyor.
Son haberler SKYK'nın El Baradey ve diğer siyasi liderlerle mevcut kaostan çıkış yolu bulmak için görüşmeler yaptığı yönünde. Vatandaşların böyle karmaşık bir ortamda gidip oy vermesini beklemenin gerçekçi olup olmadığı sorusu ise yerli yerinde duruyor. Bana göre Mısır'ın ihtiyacı olan ilk şey yeni, güvenilir bir sivil liderlik, ordunun siyasetten çekilmesine yönelik açık bir takvim ve dürüst ve şeffaf seçimlere uygun bir toplumsal ortam. Bu koşulların birkaç gün içinde oluşamayacağı ortada.
Kaynak: Zaman