Mısır’da devrim var, ancak iktidardaki Askeri Konsey, devrimin meşruiyetini temsil edebilir mi? Devrim koalisyonu liderleriyle Mübarek’ten sonra iktidarı devralan Askeri Konsey üyeleri arasında artan çatışmanın ardındaki en önemli soru bu.

Çatışma, devrimci güçlerin ve Mısır sokaklarının lehine sonuçlanmadıkça, ülke tehlikeli ihtimallere açık olacak. Böylece ülke, ‘Ya sokak kazanacak ya ordu’ şeklindeki ölüm kalım hesapları eşliğinde, tarihi bir yol ayrımına taşınacak. Devrimin patlak vermesinden bu yana Askeri Konsey, devrimi ateşleyen dosyaların açılmasını önledi. Belki konsey üyelerinin bu dosyalarla ilgili deneyimi yoktu, ancak esas tehlike, konseyin Mübarek rejiminin devamından ibaret olduğu ve hedefinin devrimi bitirmek olduğu düşüncesi.

Mübarek yanlısı konsey
Devrimci Güçler Koalisyonu’nun istediği dosyaların başında Mübarek, iki oğlu ve üst düzey yöneticilerinin yargılanması geliyor. İsyan başladığından bu yana geçen her gün, Askeri Konsey’in Mübarek’i suni gerekçelerle mahkeme karşısına çıkarmamak dışında bir şey yapmadığı mesajı veren işaretler çoğalıyor. Askeri Konsey, eski devlet başkanının adalet karşısına çıkarılması için 3 Ağustos tarihini belirledi. Fakat ortada bu tarihin iptal edilmesi veya ertelenmesi senaryosu olabilir. Hatta konseyin eski başkanın Almanya’ya sevkini önerecek rejim yanlısı bir doktor ekibi oluşturulması konusunda başsavcıyla işbirliği yaptığı tahmininde bulunanlar var.

Mısır’da birçok söylenti var, ancak şu iki büyük gerçek ne demek istediğimizi kanıtlıyor: İlki, devrim halkın iradesiyle başarıya ulaştı, fakat iktidara gelmedi. İkincisi, devrim liderlerinin iktidar mevkilerine ve karar alma organlarına gelmesi, iktidar kurumlarını Mübarek yanlısı kadrolardan temizleme ve bu kadroları yargılama imkânı verilmedi.

Böylece iktidarda bir otorite boşluğu oluştu. Mübarek’in yönetimi teslim etmesinden sonra, ordu bu boşluğu doldurmak için acele etti. Halkın buna sıcak bakmasına rağmen, bazı şüpheler var; özellikle de generaller takımı, Mübarek’in kurduğu seçilmiş yönetim organlarının ayrılmaz bir parçasıyken…

Mübarek döneminde imtiyazlardan istifade eden kesimler vardı. Bu kesimlerin en büyük hedefinin eski rejimin gücünü geri getirmek olmasında bir tuhaflık yok. Bu gerçeğin bir başka yönü daha var. Mısır ve İsrail arasında 1979’da ABD’nin gözetiminde barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana Mısır ordusu, ABD kontrolündeki eğitim programlarıyla yeniden inşa edildi. Bu da ordunun ulusal savaş doktrininde köklü değişime yol açtı.

Asker karşılık verecek
Bu durum, Askeri Konsey’den şüphe edilmesi söylentilerinin konseyle devrim arasında çatışmaya götürebileceği anlamına gelir mi? Bu sorunun gerçekçi yanıtı şu: Öncelikle Mısır halkı devrimle birlikte korku engelini kırdı. İkincisi, çatışma uzadıkça devrimci gelgitler arttı. Üçüncüsü, halk ayaklanması dönüşü olmayan dönemi aştı. Şimdi devrimin nihai zafere ulaşması, siyasi örgütlerin ve devrimin körüklenmesine katılan grupların birliğine bağlı. Anlaşılan o ki halk baskıyı arttırdıkça, askeri yönetim sokakların taleplerine karşılık vermek zorunda kalacak. (Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Beyan, 22 Temmuz 2011)


Kaynak: Radikal