Batı, Arap ve İslam ülkeleri açısından jeosiyasi ve stratejik endişe oluşturması gereken bir soru var: AKP liderliğindeki Türkiye’nin Ortadoğu ve dünyaya yönelik stratejik bakış açısındaki radikal değişim geçici ve taktiksel mi, yoksa dönüşü olmayan bir değişim mi? İktidarı kaybedebilecek AKP’nin gündemiyle mi sınırlı, yoksa halkın düşüncelerinin ifadesi mi?
ABD Savunma Bakanı Robert Gates’e göre, bu dönüşüm AB’nin bu ülkeyi zımnen reddetmesine karşı tepkiden ibaret. Gates, üyelik verilirse Türkiye’nin Batı kucağına döneceğini ekliyor. ABD’nin bu tutumu görünürde mantıklı. Ancak bu mantık, Avrupa’nın Türkiye’yi reddetme sebebi incelendiğinde çürüyor. AB’nin Türkiye’yi kabul etmemesi medeniyet kimliğiyle, özellikle de bu medeniyetin dini yönüyle ilişkili.
Öncelikle, Türkiye’nin yarım asırdır Avrupa’nın kapısında durduğunu, bu arada AB’nin Bulgaristan ve Polonya gibi başka ülkeleri kabul ettiğini hatırlatalım. Sebep, Türklerin Hıristiyan olmaması. Müslüman halkların aklına Haçlı savaşlarını getiren bu skandal boyuttaki dini taassup, Türk halkının asıl kimliğini geri kazanma isteğini patlattı.
AKP’nin bölgesel ve uluslararası düzlemlerde bağımsız politikalarla hayata geçirdiği bu ezici dönüşüm, kendini yeni Türkiye’nin doğumuna adadı. Bu bağlamda, hiçbir şekilde geri adım atılmayacak. (Katar gazetesi Vatan, 5 Temmuz 2010)
Kaynak: Radikal