Eski Mısır lideri Cemal Abdülnasır, gidişinden 41 yıl sonra İsrail’in hâlâ hayatta olduğunu görse şaşırırdı. Zira İsrail bugün, Abdülnasır’ın öldüğü 1970 yılında olduğundan daha güçlü. Fakat Abdülnasır, bir başka şey daha görecekti: Atatürkçü Türkiye, artık pek de Atatürkçü değil. Türkiye, Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP yönetiminde, İsrail karşıtlığında ileri bir tutum alarak ABD hegemonyasından kurtuldu.
Ne Türkiye, Abdülnasır Mısır’ının birebir kopyası ne de Erdoğan Abdülnasır’ın. Bakış açıları ve hedefleri farklı, ancak bunlar esas farklılıklar mı? Abdülnasır Arap milliyetçiliğini yükseltirken, Erdoğan da bugün İslami dayanışmayı yükseltiyor. Abdülnasır Arap halklara sesleniyordu, Erdoğan da Müslüman halklara sesleniyor.
Milliyetçilik ve İslam
AKP, Arapçı bir söylem benimsemedi, zira Türk halkı zaten Arap bir halk değil. Bu da şu soruya yöneltiyor: Arap milliyetçiliği İslami kimlikle çelişir mi? Arap halkları, Müslüman halklardır. Arapça da Kuran’ın dili. Dolayısıyla Arap halklarının uygarlık mirası, İslam mirasıdır. Bu miras, kendisini Arap olmayan diğer İslam halklarına bağlar ve İslam kimliği olur. AKP, halkının İslam kimliğini geri almasına destek olan kültürel bir gücü temsil ediyor.
Halkların asli kimlikleri, tepeden inme politik kararlarla ortadan kaldırılamıyor. Uygarlık mirası, karşıt kültürel birikimler altında bir süre için kaybolabilir, ancak nihai olarak dağılmaz. Bu miras, uyanışa elverişli şartlarda bu birikimleri ortadan kaldırır. Son on yılda Türkiye’de yaşanan, tam olarak bu. Keza İslami dayanışma çağrısının hareket ettiği temel de. Türkiye bugün bu dayanışmayı yerine getiriyor. Şayet Abdülnasır olsaydı, Erdoğan’ı desteklerdi. Abdülnasır döneminden günümüze dek Arapların karşılaştığı jeopolitik şartlar aynı kaldı. Bölgede İsrail diye üstün bir yabancı güç var. Geçmişte İsrail, Batı’nın desteğiyle Araplara iki büyük savaş açtı: 1956’da Abdülnasır Mısır’ına karşı İsrail, Britanya ve Fransa üçlü savaşı ve İsrail’in Mısır, Suriye ve Ürdün topraklarını işgaliyle son bulan 1967’deki ‘altı gün’ savaşı. Bu saldırılar, askeri, mali ve diplomatik açıdan ABD destekliydi. Bugünkü tabloysa farklı. İsrail’in Arap dünyasındaki işgalci, ekonomik ve istihbarat nüfuzu, Arapların İsrail’le ilişkilerinin Camp David, Oslo ve Urba Vadisi anlaşmalarından sonra geçmiştekinden daha güçlü. DEVAMI>>>