Almanya'da Hıristiyan Birlik Bloku'nun seçim zaferi, Merkel'e Sosyal Demokratların önlediği ekonomik reformlarında ilerleme imkânı tanıyor.
Angela Merkel Almanya genel seçiminde şık bir zafer kazandı ve yeni bir merkez-sağ koalisyon kurmaya yetecek miktarda oyu topladı. Sandık çıkış anketlerine göre, Merkel'in Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi ve Hür Demokrat Parti (FDP) kılpayı zafer kazandı.
Merkel artık muhalif Sosyal Demokratlar'la (SPD) mevcut büyük koalisyonu sona erdirip sıkı planlara, ideolojik uyuma ve Almanların ihtiyaç duyduğu reformları gerçekleştirmek yönünde gerçek bir şansa sahip bir hükümet kurabilir. Sonuç Almanya, Avrupa ve güçlü bir iktidarın yanı sıra sarih bir doğrultuya ihtiyaç duyan bir demokrasi için hayırlı.
Bu sonuç, cansız bir kampanyanın ve seçmenlerin Merkel'e istediği çoğunluğu yine vermeyeceği yönündeki korkuların ardından geldi. Neticede seçmenler, SPD lideri Franz-Walter Steinmeier'in son anda toparlandıklarından dem vurmasına rağmen, Hıristiyan Birlik bloğuna (CDU artı Bavyeralı Hıristiyan Sosyal Birlik-CSU) yüzde 33 oranında oy verdi. SPD yüzde 23'te kaldı, ki bu hem partinin Federal Cumhuriyet'in kuruluşundan beri aldığı en düşük oy oranı, hem de büyük koalisyondaki küçük rolüne, cansız liderliğine, iç çatışmalara ve kilit önemdeki iç ve dış politikalara dair kafa karışıklığına kesilmiş ağır bir ceza.
ABD de daha fazla dikkate alacak
Bu zafer Merkel'e Avrupa'da ve Atlantik İttifakı içinde ilave otorite sağlıyor. Bu muhtemelen ılımlı tarzını veya uzlaşmayla hükümet etme tercihini değiştirmeyecek. Fakat aldığı güçlü yetki ve ülkenin aşama aşama resesyondan çıkıyor olması, görüşlerinin Fransa ve ABD'de daha fazla ağırlık taşımasını sağlayacak.
Merkel birçokları için adeta bir muamma: Birleşmeden beri gerçek iktidarı elinde tutan ilk Doğu Alman, kadınların siyasette nadiren yukarılara çıktığı bir ülkenin kadın başbakanı ve büyük oranda Katolik olan siyaset seçkinlerinin arasında bir Protestan. Ancak çekingenliğine ve bir yanıyla asık suratlı edasına rağmen, sebatı, özgüveni ve politikalarını anlatırken dürüst davranması veya zorlukları örtbas etmemesiyle insanları kazandı.
Otoritesini sağlamlaştıran Merkel, SPD ve büyük koalisyonun yıllardır yan çizdiği reformları gerçekleştirmek için şimdi benzersiz bir şansa sahip. Yapılacak ilk şey, ekonomiyi resesyondan çıkışı hızlandıracak ve kaybedilen ihracat pazarlarını tekrar kazanmasını sağlayacak şekilde ıslah etmek. Seçimin bir başka büyük galibi olan FDP bu konuda Merkel'e yardımcı olacaktır.
Piyasa ekonomisi tarafından kuvvetle desteklenen ve iş çevrelerine yakınlığıyla bilinen FDP, küçük vergi kesintileri, işverenlerin istihdam maliyetlerini azaltacak reformlar ve cömert sosyal güvenlik sisteminde daha fazla tasarruf gibi önerilerinde CDU'ya destek verecektir. Merkel'in, Almanya'nın 60 yıldır yaşadığı en kötü resesyonun ardından gelen zaferi, mevcut Avrupalı liderlerin pek azının umut edebileceği türden bir güvenoyu niteliği taşıyor.
Almanya'nın Afganistan'daki askeri varlığı gibi tepki çeken meseleleri ele almak konusunda Merkel'e hareket alanı ve vakit sağlıyor. Ve AB'nin dört yıldır fazla suskun kalmış sınai dinamosuna güçlü bir liderlik kazandırıyor. Bu sessiz, ama güçlü liderden beklenecek pek az sürpriz var. Asıl beklenmesi gereken, Berlin'in müttefiklerine de yardımcı olacak yeni bir özgüven sergilemesi. (Başyazı, 28 Eylül 2009)
Kaynak: Radikal