ABD'nin Irak'tan çekilecek olmasına Kürt azınlık dışında hiç kimse üzülmüyor. Çekilme tamamlandığında zaman Irak Kürdistanı liderleri stratejik körlük hastalığına yakalandıklarını anlayacaklar. Kürtler, eski ABD başkanı George W. Bush saldırı kampanyasını hayata geçirdiğinde en fazla sevinen gruptu. Zira ABD saldırısını, bağımsız bir Kürt oluşumu kurma yönündeki büyük hayal açısından tarihi bir fırsat olarak gördüler.

İşte stratejik körlük tam da burada. Irak'ta Amerikan askeri himayesinda bir Kürt devleti kurulsa bile, bazı kesimler pusuda beklerken bu devlet nasıl yaşayabilir ki? Bağımsız Kürt oluşumu öncelikle diğer bölgelerdeki ezici Arap çoğunluğu; dış düzlemdeyse, bu ahmakça eylem Kürt azınlığı içeren Türkiye, İran ve Suriye'yi tahrik edecektir.

Irak'ta Sünniler ve Şiiler uzlaşabilir veya uzlaşamayabilir. Fakat Amerikalılar çekildiğinde bu iki grup Arap olduklarını hatırlayacaktır. Dolayısıyla, Arap ulusal kimliğinden hareketle Sünni-Şii saflaşması oluşacak. Böyle bir durum özellikle de Kürt azınlığın bağımsızlığına karşı olur. Kürt devletinin geri sayımı da bu noktada başlar. Kuzey Irak'taki Kürt liderlerin stratejik körlüğü sadece tarihi değil, coğrafyayı da görmezden geliyor. Tarihsel olarak kendileriyle Arapları birbirine bağlayan İslami kimliği görmezden geldiler. Dinsel, kültürel ve coğrafi açıdansa, bağımsız Kürt oluşumuna izin vermeyecek ülkelere komşu olduklarını görmezden geldiler. Sıkıntılar, ABD çekilme işlemine daha başlamadan beliriyor. Şu an hâkim olan eğilim, otoritesini bütün Irak'a dayatan güçlü merkezi hükümet yönünde.

Kürt azınlık özerk yönetim elde edebilir ancak egemen ve bağımsız bir devlet kurmasına izin verilmesi imkânsız. Kürt liderlerin stratejik körlüğünden ötürü, sanki işgal sonsuza dek kalacakmış gibi Amerikan korumasına bel bağladılar. Böylece işgalin sürmeyeceğini unutmakla kalmayıp, daha önemli bir konuyu da, yani ABD'nin gelecekteki Irak'la ve özellikle de Türkiye'yle ilişkilerini Kürt azınlık için kaybetmeye hazır olmadığını unuttular. Peki Kürt yönetimi, Müslüman Arap dokusuna entegre olmak dışında seçenekleri olmadığını ne zaman anlayacak? (Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Beyan, 2 Mart 2009)

Kaynak: Radikal