ABD Savunma Bakanlığı Washington ve Bağdat’ın yıl sonu için belirlenen çekilme takvimi itibariyle Irak’ta önemli miktarda Amerikan askeri gücü kalmasına imkân verecek bir anlaşmaya varamadıklarına dair haberleri Pazartesi günü reddetti. Müzakerelerin çöktüğü hakkındaki haberleri reddeden Pentagon sözcüsü George Little gazetecilere yaptığı açıklamada görüşmelerin devam ettiğini ve henüz nihâi bir karara varılmadığını söyledi. İlk çıkan AP haberinde ismi açıklanmayan bir Beyaz Saray yetkilisinin tüm Amerikan askerlerinin Irak’tan çekileceğini, kabaca 160 askerin Amerikan büyükelçiliğinde kalacağını söylediği bilgisi vardı. Stratfor ABD’nin Irak’taki 20.000 asker bulundurması gerektiğinden uzun zamandır bahsediyor. Bu askerler ABD çekilişinden sonra ortaya çıkacak boşluğu İran’ın sömürmesini engelleyici bir güç olarak bulunacaktı. Tahran, Irak hükümetindeki müttefikleri sayesinde Washington’ın askeri kuvvetlerin statüsü anlaşmasının yeniden müzakere edilmesini önledi. Askerlerin çekilme süresinin bitmesine (31 Aralık) üç aydan daha az bir süre var ve öyle görünüyor ki Obama yönetimi Nuri el Maliki hükümetiyle Amerikan askerlerini Irak’ta tutacak bir anlaşmaya varamayacak.

Bağdat ve Washington arasında varılacak herhangi bir anlaşma ABD ve İran arasında sahne arkasında varılacak bir mutabakat sonucunda ortaya çıkmak durumunda; el üstünlüğü İranlılarda olduğu için de Tahran’ın Washington’la müzakere isteği asgari düzeyde. İslam Cumhuriyeti belirli miktarda Amerikan gücünün Irak’ta kalmasına imkân tanımaya razı olsa bile ABD’nin kabul edemeyeceği kadar yüksek bir bedel talep edecektir. İran en azından bazı müeyyidelerin kaldırılmasını isteyecektir.

Başka bir ifadeyle, Washington nispi zayıflık içerisinde bulunduğu bir konumdan iş yapıyor. Bu bağlamda, İran’ın seçkin askeri gücünün sınır ötesinde, Amerikan topraklarında Suudi büyükelçisine suikast planladığı keşfi, Obama yönetimine İran üzerinde baskıyı artıracağı potansiyel aracı sundu. Suikast planının doğruluğu hakkında ABD içerisinde bile ciddi şüpheler ortaya çıksa da Amerikan yönetimi bu iddiaları İran rejimi üzerinde önemli bir baskı uygulamak için kullanmaya karar verdi.

Suikast planının ortaya çıkarılması Amerikalılara İran’ın özgüvenini sarsma, Suudileri (bölgedeki ve dünyadaki diğerlerini) Tahran’a karşı daha sert olmaya ikna teşebbüsüne girme imkânı tanıyor. ABD, İran’ın şartlı teslimine yol verecek bir müeyyide rejimi uygulayamadı şimdiye değin. Daha sert müeyyideler konusunda daha büyük uluslararası mutabakatın oluşmasıyla birlikte Washington nispi gücünün olduğu bir konumdan müzakere yürütebilecektir. Ancak suikastle ilgili iddialar kuvvetli bir şekilde ikna edici değil-bilhassa da uluslararası câmiayı İslam cumhuriyetine tecrit etmeye ikna edecek noktada değil henüz.

Obama yönetimi suikast planı üzerindeki şüphe derecesini azaltmaya yetecek ilave deliller ortaya koyduğu takdirde bu durum değişebilir; Washington ikna edici bir dava inşa edebileceğine inanmadığı takdirde meselenin peşinden gitmeyecektir. Irak’taki küçük fırsat penceresine bakınca, gelecek birkaç hafta ABD’nin İran’a baskı çabaları için çok önemlidir.

Dünya Bülteni için çeviren: M.Alpaslan Balcı