İsrail komandoları, Türk bir sivil toplum kuruluşunun organize ettiği ve altı gemilik yardım filosuyla Gazze Şeridi’ne doğru yol alan Filistin yanlısı eylemcilerle çatıştı.
Türkiye ve İsrail’den gelen doğrulanmamış haberlerde gemilerde en az 16 kişinin öldüğünü savunulurken, İsrailli internet sitesi Ynet News eylemcilerden birinin bir İsrail askerini bıçakladığını iddia ediyor.
İsrail’in Filistinlilere yönelik politikalarını protesto eden yabancılar ilk kez öldürülmüyor, fakat üç nokta bu olayı geçmiştekilerden ayırıyor:
1- Boyutu itibarıyla benzeri görülmemiş bir olay yaşandı. Yabancı ülkelerin vatandaşları tarafından geçmişte yapılan protestolar normalde bir avuç dolusu eylemciyle sınırlıydı. Bu kez yolcu gemilerinin kullanılması nedeniyle işin içinde yaklaşık 600 eylemci vardı ve bu durum bütün oyuncular açısından işin ciddiyetini artırıyor.
2- Benzeri görülmemiş bir medya ilgisi ve hazırlığı söz konusuydu. Olayın yaşanmasından çok kısa süre sonra, El Cezire gibi yerel medya kuruluşları çeşitli Filistin yanlısı temsilcilerle önceden yapılmış söyleşilerle dolup taşıyordu; ve Gazze’ye Özgürlük adlı Filistin yanlısı yardım kuruluşunun Twitter sayfasından, Türkiye’deki İsrail elçiliklerine ve konsoloslarına yönelik abartılı görünen protestocu saldırılarına dair haberler duyuruluyordu.
3- En önemlisi, Arap olmayan bir yabancı devlet bu olayın kışkırtılmasında rol oynadı. Türkiye siyasi itibarını artırmaya ve yeni nüfuz araçları geliştirmeye çalışarak, bölgede el yordamıyla ilerliyordu. Filonun hükümetle resmi bir bağlantısı yok, fakat Türkiye hükümetinin, ablukanın başarılı bir biçimde delinmesinin getireceği iyi halkla ilişkilerden yararlanmak için elinden geleni yaptığı açık.
Bu alanda engelleri kırabilen yepyeni bir oyuncu olarak görülmek Ankara açısından muazzam derecede yararlı olacaktı.
Şimdi İsraillilerin doğrudan eylemle tepki vermelerinin ardından, uluslararası ilişkiler ağı da etkilenecek.
ABD’nin Türkiye’ye ihtiyacı var
Türkiye saldırgan bir biçimde sınanıyor. Ankara bu olayı anlamlı birşeye dönüştürmeyi başarabilecek mi? İsrail bundan sonra arkasına dönüp bakmasa bile, Türkiye gelecekte yola çıkabilecek ve daha büyük olabilecek yardım filolarına askeri eskort sağlayarak işleri tırmandırma seçeneğine sahip.
Yaşananlar, ABD’nin Irak’taki planları arasından potansiyel bir engel teşkil ediyor. Washington önümüzdeki aylarda Irak’taki askerlerinin sayısını büyük ölçüde azaltabilmeyi umuyor ve geride bırakacağı boşluğun bir kısmını Türk nüfuzunun doldurmasını istiyor. Şu an Amerikalıların ihtiyaç duyduğu son şey, bölgede huzursuzluk.
Filonun sivil olduğu açık
Amerikan-İsrail ilişkileri elle tutulur ölçüde soğumuş durumda. İsrail son aylarda bölgesel ilişkileri yeniden şekillendirmeye çalışıyordu, zira ülke içindeki konumunu güçlendirmek (koalisyon içi düşmanlıklar aşırı heyecanlı bir noktada) istiyordu ve Filistinlilerle İran’a yönelik politikaları ABD tarafından etkisizleştirilmişti. İsrail’in çabaları, sorunlu alanları yatıştırmayı uman Washington’ın canını sıkıyordu.
Önümüzdeki saatlerde olayın nasıl ve niçin meydana geldiğine dair ayrıntıları öğreneceğiz. İlk gelen haberler, İsrail güçlerinin güverteye çıkar çıkmaz şiddetle karşılaştığına işaret ediyor; nihayetinde filonun katılımcıları medya önünde mümkün olduğunca büyük bir gösteri sahnelemeyi planlıyordu.
Fakat gelinen noktada, askeri bir sorun şimdiden siyasi bir soruna dönüşmüş durumda. Niyetleri ne olursa olsun, bu sivil bir filoydu ve İsraillilerin güçle karşılık vermesi durumunda hiç kimse filonun Gazze ablukasını kırabileceğini zannetmiyordu. Şimdi bütün gözler Ankara ve Washington’da. Ankara’daki hükümet, yaratılmasına katkıda bulunduğu durumdan faydalanmakla faydalanmamak arasındaki ince çizgide yürüyor; Amerikalılarsa kaçınmak istedikleri taze bir krizle karşı karşıya. (CIA’e yakınlığıyla bilinen ABD merkezli siyasi analiz kuruluşu, 31 Mayıs 2010)
Kaynak: Radikal