İran, 10 yeni uranyum zenginleştirme tesisi inşa etme ve uranyumu kendi topraklarında yüzde 20 oranında zenginleştirmeyi başarma ihtimalini araştırma niyetini açıkladı. Bu açıklama, Tahran'ın nükleer bombaya yetecek kadar yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum üretmeye yaklaşacağı anlamına geliyor; yani İran gerginliği artırmayı ve 'uçurum eşiği politikası' izlemeyi tercih ediyor.

Ancak Tahran tehdit dilini hafifletmekte gecikmeyip, bunun Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) kendisini işbirliği yapmamasından dolayı kınayan kararına tepki olduğunu belirtti. Bu bağlamda, İran'ın gerginliği artırması çeşitli şekillerde yorumlanabilir.

Bir yorum şöyle: İran rejiminin meşruiyetini nükleer projeyle bağlantılı kıldığı söylenebilir ki, ülkenin dini rehberi de bunu belirtmişti. Dolayısıyla, özellikle de Tahran'ın 10 yeni tesis kurma niyetini açıklamasının ardından daha da karmaşık hale gelen iç şartlar göz önüne alındığında, rejimin nükleer projeden kolayca vazgeçmesi zor.

Tehditleri inandırıcı değil
Muhalefet şu soruyu sormalı: İranlılar UAEK'yla bir anlaşmadan ne kazanacak ve böyle bir anlaşma İran'ın Batı'ya açılmasıyla mı sonuçlanacak? Açılım gerçeklememesi ekonomik ve siyasi kriz anlamına gelecektir. Fakat açılım olursa reformcular şöyle diyecek: "Rejim Batı'nın peşinden koşuyorsa biz niçin ihanetle suçlanıyoruz?" Bütün bunlar Tahran'daki rejimin 'iki ucu pis değnek' deyimi doğrultusunda çıkmaza girdiği anlamına geliyor.

Durum bir de şöyle yorumlanabilir: İran işleri uçurumun eşiğine sürüyor, zira rejimini ülke içinde pazarlamak için Batı'dan daha fazla ödün elde etmek istiyor. Fakat bu riskli. Zira nükleer uzmanlara göre İran'ın tehditleri 'boş' ve değersiz. Tabii ki bu durum da İran'ın Batılı müzakerecilere her söylediğinde samimi olmadığının göstergesi.

Bir başka yoruma göre de, Tahran gerginliği tırmandırıyor çünkü Batı'nın ve özellikle de ABD'nin hem ekonomik şartlar, hem de Irak ve Afganistan'daki durum nedeniyle kendisiyle askeri hesaplaşmaya giremeyeceğini varsayıyor. Bu hesaba göre ABD bu nedenle İsrail'e de askeri operasyon izni vermeyecek ve İran zaman kazanma fırsatını bulacak.

Bütün bu yorumlar mantıklı olabilir ancak soru şu: Bu durum İran'ın güçlü konumda olduğu anlamına gelir mi? Sanmıyorum. Zira İran'da kaos ve zihin karışıklığı söz konusu ve rejim bilinmeyene doğru bir adım attı. Obama'nın Tahran'a esneklik gösterdiği doğru, ancak bugün bu durumu İranlılara karşı kullanabilir ve öyle yaparsa uluslararası destek de bulacaktır. Dolayısıyla sert yaptırımlarla sonuçlanacak uluslararası kararlar alınabilir; hatta işler İsrail'in saldırı düzenlemesine kadar varabilir.

Bölgede karşıya karşıya bulunduğu çıkmazları aşmak isteyen İsrail İran'a saldırmak için yeşil ışık bekliyor, zira İran'ın niyetlerine dair duyduğu endişe de bu çıkmazlardan biri. Fakat İran balığı bölgenin bulanık sularında avlanmak isteyen için çok büyük. Bu nedenle, İran'ın gerginliği artırması hesaplı bir eylem olmaktan ziyade bilinmeyene doğru bir sıçrama. (Londra'da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, genel yayın yönetmeni, 2 Aralık 2009)

Kaynak: Radikal