WikiLeaks belgelerinin, Iraklı liderlerin ve işgal güçlerinin yaptıkları konusunda yeni bilgiler sunduğunu söylemek zor. Ne mezhebe göre işlenen cinayetler ve işkence yeni bir olay ne de siyasi rakiplere yönelik suikast planları. Irak’taki trajediye dair haberleri yedi yıldır takip edenler bunları biliyordu.

Yeni olan nokta, yedi yıldır bilinen ve Irak güvenlik organlarınca soruşturulması gereken hukuk dışı uygulamaların bağımsız bir kuruluş tarafından ortaya çıkarılması.

Bağdat, belgelerle desteklenmiş bu suçlamaların yayımlanmasını faillerin yargılanması için fırsat olarak görebilirdi, suç işlemiş işgal güçlerinin uluslararası mahkemelerde, Irak güvenlik organlarının da Irak’ta yargılanması talep edilebilirdi. Fakat Başbakan Nuri el Maliki, belgelerin şu dönemde yayımlanmasını, kendisinin başbakanlığa dönüşünü engelleme amaçlı bir komplo olarak görmekte gecikmedi.

Amerikalılar zaptetmiş!
Belgeler Maliki’yi ‘işkenceye ve ölüm timlerinin idaresine katılmakla’ suçluyor. Dahası, Amerikalı askerlerin Irak güvenlik güçlerinin taşkınlıklarını durdurma girişiminde bulunduğundan bahsediliyor. Savaşa katılan güçlerin çoğunun farklı türlerde işkence yaptığı ve öldürdüğü doğru. Fakat Maliki’ye yöneltilen suçlamalar da tarafsız bir uluslararası kurum tarafından incelenmeli. Zira sivillerin yetkililerin gözünün önünde sırf diğer mezhepten oldukları için öldürüldüğü iddia ediliyor. Dahası, Maliki destekçisi milisleren de ihlalleri söz konusu. Ayrıca bu eylemlerin bazıları İran güçleriyle işbirliği içinde yapılmış ve muhalif şahsiyetler de hedef alınmış.

Belgeler İran’ın Amerika’ya karşı Irak’taki Şii milisleri silahlandırdığından da bahsediyor. Yani Irak başbakanı ülkeyi, yabancı bir gücün kullanımına açtı. O halde Irak işgalden sonra da eskisi gibi. Sadece katille maktul kimlik değiştirdi. (Londra’da Arapça yayımlanan Hayat gazetesi, 26 Ekim 2010)


Kaynak: Radikal