Heyyy... Gül!..

???..

-Hayal mahsulüsün hayal!..

!!!...

-Laikliğin hakkını ver hakkını...

-Sizin gibi muhalefeti Meclis'te görmek isteriz...

-Alırım elinden seçilme hakkını...

...

27 Nisan 2007

-Sözde değil, özde laik olacaksın diyorum rüzgâr gülü!..

,,,

22 Temmuz 2007

-Al Tayyip!.. Bu koltuğu da Başbakanlık, Meclis Başkanlığı koltuklarının yanına koy...

***

Neredeyse bu şekilde temayüz etti... Gül'ün Cumhurbaşkanlığı...

Tabelası olan, her kapının zili çalındı, özde laik olunduğunun  kalınacağının, sözleri teminatları verildi...

Her türlü risk biraz da son seçim sonuçlarının tezahürü ile oluşan rakamların gücüyle, göze alındı...

Ve gecenin şu saati radyolardan, 'Yine de şahlanıyooor aman!...' şeklinde bir ses gelmediğine göre...

Çıkmaması, girmemesi, etrafta dolaşmaması için bir sürü paraya kıyılıp, eşsiz davetiyelerin basıldığı bir coğrafyanın belli bir süre için emanetçisi olmaya doğru çok az bir vakti kaldı Gül çiftinin...

Kamusal alan tartışmaları, çağdışı görüntü korkuları ve ikinci kez adaylığını geç açıklaması, aslında oldukça bir soğuttu insanları...

Acaba olmasa daha mı iyi olurdu noktasına geldi, önceleri Gül'e destek veren bir çok insan...

Aslında herkes biliyor ki, Abdullah Gül, üzerinde bu kadar dikkat kesilmiş göz varken, hep sözü edilen, isnat edilen, artık bir şehir efsanesi durumuna gelmiş olan, gizli niyetlerini ortaya çıkartmayı bırakın, ima dahi etmeyecek...

Eli mahkum, normal bir insan ötesi, demokrat tavırlar takınacak...

Ama, Çankaya her ne kadar üzerinde bu kadar ısrar edilirse edilsin... Konum olarak da misyon olarak da insanların biçtiği değer olarak da bir siyasi parti organı değil.

***

Tüm çevrelerin Gül'ü  durmadan, en başta Sezer ve diğerleriyle kıyaslaması son derece olağan...

Kamuoyunun herhalde bu kadar oyalandığı, bu kadar gerildiği, seçimlerden sonra bu kadar vakit kaybedildiği, gerçek gündemlerin üzerine örtü örtüldüğü, tamamen Çankaya'ya kilitlenildiği bir ortamda gerçeklerle karşı karşıya kalmanın vakti gelmiş olmalı...

Şimdi hiç bir bahane kalmadığına koltukların yanına bir koltuk daha eklendiğine göre...

Koltuk kolleksiyonculuğu sevdasından vazgeçip, top yekün Ülke'yi yeniden bir heyecana garkedecek icraatlar zamanı..

.Artık hükümet sosyal mesajlar vermeyi kesmeli!..

Kendisinin öcü olmadığına inanmayan öyle yada böyle bir %53 le, sürekli temkin koyan bir 'dükkan'la, ortalığı söylemleriyle kırıp döken ve bu konuda da tüm argümanları ne yazıkki iktidardan bol bol alan bir Anamuhalefet partisiyle, hiç bir zaman aralarının ve yıldızlarının barışık olmadığı yerleşik bürokrasiyle, ne zaman destekleyip, ne zaman desteklemeyeceği vergi aflarına ve gireceği ihalelere bağlı olan medyasıyla ve en önemlisi gerçeklerle yüzleşme zamanı...

Bahane de su da deniz de bitti!..

Şimdi, çok büyük bir topluluğu anlama, kapsama, kucaklama ve asıl o kitlelerin korkularının yersiz olduğunu göstermek için bir fırsat var önünüzde...

Hayırlı Olsun...