Rusya şimdilik öyle ya da böyle Gürcistan saldırısını durdurdu. Fransa Cumhurbaşkanı ve AB dönem başkanı Sarkozy liderliğindeki diplomasi, tarafları ayırıp uzlaştırmak için devreye girdi. Ama geçen hafta yeniden Rusya'nın gerçek lideri olarak ortaya çıkan Putin, zayıf bir Batı tepkisi karşısında Moskova'nın savaş amaçlarının neredeyse hepsini elde etti. Rusya müzakere havasında değil. Bu epey zor bir kriz olacak.

Rusya, Gürcistan topraklarında desteklediği ayrılıkçı Güney Osetya ve Abhazya'nın tamamının kontrolünü ele geçirdi. ABD ve İsrail'in eğittiği Gürcistan ordusuna zarar verip küçük düşürdü ve Kafkasya'daki hükmünü yeniden tesis etti.

NATO'nun Gürcistan ve Ukrayna'ya kucak açma -ve onları savunma- ihtimali azaldı.
Sarkozy, çantasında, ateşkes sağlanması, Rusya'nın Gürcistan'ın toprak bütünlüğüne saygılı olması, iki tarafın da Gürcistan'ın geçen hafta Güney Osetya başkentine saldırmasından önceki mevzilerine geri dönmesi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) komutasında bir barışgücü konuşlandırılması planıyla Moskova'ya gitti.
Rusya ateşkes konusunda Sarkozy'nin planına uydu, ancak diğer konularda daha fazla taviz vermesi muhtemel değil. Moskova, tıpkı Batı'nın Kosova'da etnik temizliği önlemek için harekete geçmesi ve bölgeyi Sırbistan'dan ayırması gibi, kendisinin de Güney Osetya'daki vatandaşlarını ve barışgücü askerlerini 'soykırım'dan korumak için harekete geçtiğini savunuyor. Kosova'dan farklı olarak, bu katliamlara dair hiçbir kanıt görmedik. Dahası Rus barışgüçleri yangını söndüren itfaiyecilerden ziyade kundakçı gibi davrandı.
Ancak Moskova'nın taklitçi savının saçmalığına rağmen Batı blöfü görmeli. Rusya'nın asıl endişesi bu bölgelerdeki insani durumsa, bir AGİT barışgücü misyonu sorunsuzca sahneye çıkabilmeli. Tartışmalı toprakların geleceğine gaspla değil müzarelerle karar verilmeli. AB ve ABD, tutarsız Gürcü liderliğine NATO'yu vaat ederek, Rusya'ya baskı yapma imkânını sınırlıyor. Ancak Batı, Moskova'yla ilişki kurup niyetlerini sınamak zorunda. Rusya'nın G8 üyeliği, NATO ve AB'yle stratejik ortak olma ve Dünya Ticaret Örgütü'ne katılma arzusu sorumlu davranması koşuluna bağlanmalı. Bu, endişeli eski Sovyet vasallarının ümit edebileceğinin asgarisi

Kaynak: Radikal