Asya-Pasifik bölgesinde, yakın bir döne kadar, savaş imkansız gibi görünüyordu. Herkes dönemin en büyük sorunu ekonomiyle fazla meşguldü. Bugün, bölgenin bütün güçleri Çin ve Japonya’da olduğu gibi tırmanan milliyetçilik zemininde yeniden silahlanıyor. Asya-Pasifik bölgesi bir fırtına bölgesine dönüştü.

Pasifik’teki güçlerden biri olan ABD’nin başkanlık düzeyinde gerçekleşen bir haftalık Asya ziyaretinin önemi buradan kaynaklanıyor. Obama sırasıyla Japonya, Güney Kore ve ardından Malezya ve Filipinlere gitti. Bu ülkelerin her biri Çin’in yükselişinden kaygılılar ve hepsinin Amerika ile askeri ilişkileri var. Özellikle Japonya ve Güney Kore’nin.

Birkaç yıldır belirgin bir saldırganlıkla Pekin doğu ve güney Çin Denizi’ndeki çok sayıda kayalık ve adacıklarda egemenlik talep ediyor. Bu talep, kaybedilemeyecek veya kar-zarar dengesi korunabilecek doğal kaynaklardan ziyade bölgenin stratejik geleceğiyle ilgili bir talep. Çin’e komşu ülkeler, ABD’nin güvenliklerini garanti altına almasını istiyorlar. Pekin ise giderek tek büyük bölgesel güç olduğunu kavrıyor.

Obama’nın, Amerika ile askeri müttefikliklerinin güvenilirliğine bağlı olarak Çin’in komşularına güvence vermekle yükümlüydü. Washington’un Suriye’deki siyasi başarısızlığının ardından Kırım’ın Rusya tarafından ilhak edilmesi Obama’nın liderliğine ilişkin şüphe uyandırdı. Bu durum Amerika’yı, Asya-Pasifik bölgesindeki askeri gücünün sağlamlığı konusunda, kendilerine (müttefiklerine) bilgi ve güven vermeye zorladı.

ABD başkanı, Japonya tarafından kontrol altında tutulan ve Çin’in hak talep ettiği adalara (Çinlilerin Diaoyu, Japonların Senkaku dediği) ilişkin Pekin ve Tokyo arasındaki bölgesel anlaşmazlık konusunda fikir beyan etmedi. Fakat söz konusu adaların ABD-Japonya savunma anlaşmasına (Pekin’i son derece rahatsız eden) bağlı olarak açık olmaları gerektiğini hatırlattı. Obama, Tokyo’da, ABD’nin Asya-Pasifik bölgesindeki müttefikleri ile sonuca bağlamak istediği serbest ticaret anlaşmasına Japonya’nın katılımını açıklamayı umuyordu. Olmadı. Japonya Başbakanı Şinzo Abe çiftçilerini bu işe nasıl razı edeceğini bilemedi.

Obama, ABD’nin diğer önemli askeri müttefiki Güney Kore’de, Japonların kimi söylemlerinin milliyetçi tonunun tahribatını ölçtü. Şinzo Abe’nin kadrosu, Japonya’yı çok sayıda savaş suçundan muaf tutacak “revizyonist” mantığa dayalı milli bir tarih inşa ediyor. Obama, Güney Kore devlet başkanı Park Geun-hye ile Şinzo Abe’yi -ki görüşme yapmayı reddediyor- yakınlaştırmak gibi zor bir görev üstlendi... Şu an için nafile.

Aynı ustaca girişim Malezya ve Filipinler’de de şart: Obama bir taraftan ABD’nin bölgedeki stratejik gücü konusunda güvence vermesi diğer taraftan bu ülkelerin baş ekonomik ortağı Çin ile karşı karşıya gelecek bir tutumu benimsemeden bunu başarması gerekiyor.

ABD’nin Asya “dönemeci” çetin.

Le Monde, Başyazı
Dünya Bülteni için tercüme eden: Muhsin Korkut