Orada, Müslümanlarla alakalı meydana gelen gelişmeleri beyaz perdenin önünde oturmuş bir sinema seyircisi edâsıyla izleyemeyiz. Zira, İslâm?ın bu kıtadaki geleceği tüm dünya Müslümanlarını yakından ilgilendirir.Önce bizi kaygılandıran son günlerin en küstah olayını ele alalım. Fransa?nın başkenti Paris?te açılan bir sergide sanat adına tam bir maskaralık sergileniyor. Kâbe?nin maketi, hâşâ, bir genelevi dizaynında; içine yerleştirilen pembe yatak ve üzerindeki kadın iç çamaşırları ile ?helal? ışıklı bir yazıyla hizmete (!) sunulmuş. ?Hayâl Festivali? adı verilen bu melânet 8 Mart-1 Nisan tarihleri arasında kurgulandığı üzere Müslümanları kışkırtmak amacıyla açık tutulacak. Kışkırtmak diyorum, çünkü, karikatür krizinden sonra bunun başka bir mânası yok.Malum, provakatörler ateşi hep maşayla tutar. Bu defa da öyle yapıyorlar. Sergide yer alan objeleri Lübnan, Suriye ve Faslı kadın sanatçılara; Rana Salam, Lamia Ziade, Al Hana, Majida Khattari?ye hazırlatmışlar. (Yeni Şafak: 24.03.2007) Tıpkı Hint asıllı İngiliz yazar Salman Rüştü, Bangladeşli Teslime Neslim, Somalili Ayaan Hirsi Ali ve diğerlerine iş yaptırdıkları gibi...Sözü de şuna getiriyorlar tabiî: Müslüman dünyada ?sanatsal özgürlük? olmadığı için özgür sanatçılar (!) eserlerini ancak özgürlüğün simgesi Paris?te sanatseverlere sunabiliyorlar. Sanatçı sorumsuzluğunu her türlü kutsalın üzerinde tutan bu anlayış, İslâm?ın Aziz Peygamber?ine çizgilerle yapılan saldırıda da ?sanatsal özgürlük? kisvesine sığınmıştı. Bu ve buna benzer girişimlerle Müslümanlar Batı?ya karşı tahrik ediliyor. Ama bu madalyonun bir yüzü. Diğer yüzünde de Batılılar İslâm?a karşı kışkırtılıyor. Bunun en son örneğini de ?Der Spiegel? dergisi icra etti.Almanya ve Avrupa?nın önemli siyasi dergilerinden olan ?Der Spiegel?, tarihî ?Brandenburger Tor? kapısının tepesine bir ay ve yıldız kondurup, ?Almanya'nın sessizce İslâmlaşması? konusunu kapak yaptı. Tehlikenin farkında mısınız tandansıyla ''Mekke Almanya - Sessiz İslamlaşma'' başlığını aynı resmin eşliğinde verdiler.İç sayfalarında da ''Şeriat şimdiden geldi mi?'' başlığını kullanan dergi, konuya 13 sayfa yer ayırarak Batı insanının İslâm önyargılarını kuvveden fiile geçirmeye hevesleniyor.Bu tür haberler, Batı İslâmlaşıyor diye Müslümanları sevindirir. Ancak, aynı haber Batılı insanı kışkırtmak, Müslümanlara karşı harekete geçirmek için istihdam ediliyor. Düşünün bir, ?Türkiye Hıristiyanlaşıyor? türü bir haber nasıl bir infiale yol açardı bizde. Tam da bu zeminde, Avrupa?da, Müslümanlara yönelik baskılar, ayrımcılık ve aşağılamalar günden güne artarak devam ediyor. İş, câmi kundaklamasına kadar varabiliyor. En son Hollanda?nın Hilversum kenti yakınlarında Diyanet Vakfı?na bağlı Huizen Selimiye Câmisi kundaklandı. Bu iki yönlü kışkırtmaların sebebi olarak birçok neden zikredilebilir. Ama, şüphesiz ki, bunların başında Avrupa?nın İslâmlaşması ve Batı?nın birliğini yitirmesi korkusu var.Brüksel?de NATO Enformasyon Daire eski Başkanı, Almanya?nın Cezayir ve Fas eski Büyükelçisi Dr. Murad Wilfried Hofmann, bu gerçeği bir defasında şöyle dile getirmişti: ?Elli yıldan daha az bir süre içerisinde Avrupa ve Kuzey Amerika?da İslam belirleyici ana unsur olacaktır.? (İslâm ve İnsan dergisi: sayı:2, s:31) Bunun böyle olması Müslümanların cezbedici ideal bir toplumsal yapıya sahip olmaları değildir elbet. Bunun sebebi İslâm?ın potansiyel gücüdür, bir. Batı insanının içinde bulunduğu boşluktur, iki. Bu meyanda Hollanda?nın Zeist kasabasında yaşayan sevgili dostum Muhammed Ulu?dan gelen bir ileti çok şey anlatmaktadır. 60 bin civarında nüfusu olan bu kasabanın belediyesi, ?2006 yılında, kimler, niçin belediyeye müracaat etti? başlıklı bir rapor yayımlamış. (www.zeist.nl). Ortaya çıkan manzara özetle şöyle: Ehliyet için müracaat eden kişi sayısı: 4.229. Seyahat belgesi için başvuranlar: 11.398. Ölü bildirimi için yapılan müracaatlar: 628. Yeni doğan çocuk kayıtları için başvuru sayısı: 198.Evlilik için müracaat edenler (kayıtlı partnerlik dahil) 252 kişi. 2005 yılına göre yüzde 34 azalma var.Boşnama müracaatları (kayıtlı partnerlik dahil) 200 kişi. 2005 yılına göre sadece yüzde 11 azalma var.Sevgili Muhammed?in de ifade ettiği gibi bu rakamlar Batı?da aile hayatının hızla iflas edişinin göstergesidir. Aile ilişkileri, toplumsal dokusu çözülen Avrupa İslâm korkusuyla biribirine tutuşturulmak, bu korkuyla siyasi amaçla yönlendirilmek isteniyor.