Bib ve Avi, birbirini tutmayan dış politika performanslarını sanat düzeyine çıkardı. İsrail Başbakanı Benjamin Netenyahu, pazar akşamı yaptığı konuşmada, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’le İsrail-Filistin barış görüşmelerini canlandırma meselesini görüşeceğini açıkladı. Netenyahu, “barış sürecini ileri götürmenin iki lider için ortak hedef olduğunu” söyledi.
Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, pazar gününü barış sürecinin ilerlemesi ihtimalini bir kenara itmekle geçirdi. Barış mefhumunu ortadan kaldırmak içinse şunları söyledi: Filistinliler, Yahudi devleti kendilerine Tel Aviv’i önerse bile, İsrail’in öne sürdüğü bir anlaşmayı reddedecekti. Ayrıca İsrail, Mavi Marmara baskınından ötürü Türkiye’den özür dilemeyecekti; ‘terörü desteklediği’ için Ankara özür dilemeliydi.
İyi polis-kötü polis oyununun en absürt versiyonu olan Bibi-Avi şovunun sonucu bariz: İsrail, Filistinliler, Araplar ve uluslararası toplumla oyun oynuyor, böylece sahadaki amaçlarını takip etmesine imkân tanıyacak kadar geniş alanı ve uzun süreli gecikmeyi elde etmeye çalışıyor. Bibi ve Avi şizofrenik maskaralıklarını sergilerken, İsrail daha fazla yasadışı yerleşim inşa edip Filistinlileri evlerinden atarak, Filistin haritasını yeniden çiziyor.
Filistin tutumunu belirlemeli
Filistinlilerinse İsrail’e karşı tutum belirlemesi gerek. Filistin liderliği, uluslararası toplumla iletişim kurmalı ve barış görüşmelerine devam etmeye hazır olduğunu anlatmalı. Kaydedilen bazı ilerlemelere rağmen Filistinliler, kendilerine bırakılan az şeyin yanı sıra dünyanın ilgisini de kaybediyor; zayıf duruşları İsrail’in barış girişiminin temellerini kemirmesine imkân tanıyor. Bibi ve Avi, Filistinlilere bariz bir hedef sunuyor: İsrail onları iki tarafın geçebileceği tüm köprülerden mahrum bırakmadan önce derhal harekete geçmek. (Başyazı, 28 Aralık 2010)
Kaynak: Radikal