Uçağının Suriye rejimince düşürülmesine, Türkiye ’nin NATO ’yu fikir teatisi için toplantıya çağırması dahil ölçülü tepki vermesi memnuniyetle karşılandı. Şam, olayı ‘kaza’ diye niteleyip özür dilerken, Türkiye ’nin yalanlamasına rağmen uçağın hava sahasına girdiğinde ısrar etti. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad , Türkiye ’nin reform talebini reddettiğinden bu yana, iki ülke arasındaki ilişkiler geriliyor. Türkiye buraya kadar temkinli tepkiler verdi; NATO ’nun dün toplanmasını sağladı ve BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) durumu tartışmasını talep etti.
İlk bakışta Suriye krizinin uluslararası düzeyde yayılmasının katalizörü olacağa benzeyen olay, şimdilik kontrol altında. NATO ya da BMGK’den askeri eylem tavsiyesi çıkması beklenmiyor. NATO toplantısı, Türkiye ’nin NATO ve AB desteğine sahip olduğunu göstererek Suriye’yi uyarmakta önemliyken bir adımken, askeri müdahale kışkırtıcılığı yapmıyor. Bu doğru bir tutum, zira askeri müdahale, Suriye rejiminin, isyanın uluslararası aktörlerin tezgâhı olduğu savına cuk oturur.
Şam, şu an Moskova ve Tahran’dan gizli destek alabiliyorken, herhangi bir müdahale bu yardımın açıkça yapılmasını sağlar. Bununla da kalmaz, kamuoyu ve medyanın dikkati Suriye’de olan bitenler yerine yabancı askerlere odaklanır. Askeri müdahale, Suriye rejiminin suçlarını geniş çapta örtbas etme imkânı verir. Bunun yerine Avrupa ve ABD , rejime karşı yaptırımları sıkılaştırmakta haklı, nitekim yaptırımlar şimdiden etkilerini göstermeye başladı.
Umarız, toplantılardan Suriye rejimine daha fazla baskı sonucu çıkar. Zaten rejim özgüvenini yitirmeye başladı. Asiler de daha cesaretlenmişe benziyor; rejimin verdiği kayıpların ve firarların artması bunu gösterdi.
Uluslararası baskının artması, rejimin içeriden çökmesine yardımcı olacaktır. Sonuçta bu tepki, meçhul bir askeri müdahaleden daha fazla hayat kurtaracaktır. (Başyazı, 26 Haziran 2012)
Kaynak: Radikal