Mısırlılar, tarihlerinde ilk kez, gelenek ya da tarihin ihsan etmediği bir lider seçmek için iki gün boyunca sandığa gidiyor. Devlet başkanı kim seçilirse seçilsin, kendisi zorlu bir mücadele verecek ve Arap âleminin en büyük ülkesini birleştirmek için uğraşacak.
Sonucu tahmin edilmekten çok uzak olan seçim öncesi, hile ve yolsuzluk yapılacağı söylentilerinden geçilmiyordu. Fakat hangi ülke olursa olsun, ilk demokratik seçimin altından kalkılmasının büyük bir iş olduğunu unutmamak lazım.
50 milyon kayıtlı seçmenin çoğunluğu için bu seçim, tümüyle yeni bir deneyim oluşturacak. Tabii ki süreçte bazı aksilikler olacak, ama bunlar dikkati, Mısırlıların Hüsnü Mübarek ’i devlet başkanlığından devirmelerinden bir yıl sonra kaydettikleri başarılardan başka yönlere çekmemeli.
Hangi aday seçilirse seçilsin, siyasi bağlılıkları ne olursa olsun, zaferinin ödülü, toplumsal, siyasi ve ekonomik meydan okumaların inatçı bir karışımı olacak. Okuma yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 30’larda seyrederken, yoksulluk yaygınken ve devrimden beri neredeyse felç olan ekonominin geleceği parlak gözükmezken, yeni devlet başkanını devasa zorluklar bekliyor.
Fakat belki de en önemli rolü, ülkeyi mezhepsel, dinsel veya siyasi bağlılıklar altında değil de, bir kez daha Mısır bayrağı altında birleştirmek olacak. Mısır , demokratik yolda gerçekten ilerleme kaydetmek istiyorsa geçmişiyle hesaplaşmalı.
Mısır ’ın yeni lideri, ülkenin ABD ile ilişkisi, İsrail’e göre statüsü ve İran’la işbirliği yapma istekliliği konularında da zor soruları cevaplamak mecburiyetinde. Filistin halkı ağabey gözüyle baktığı Mısır ’dan medet umarken, bu mesele de dikkatle ele alınmalı.
Kahire’de yeni anayasanın yazılması gecikirken, sadece bir siyasi grup için değil de 80 milyon Mısırlı için yeni bir kuruluş sözleşmesinin hazırlanmasında yeni başbakanın da önemli bir rolü olacak. Ve uzun zamandır ülkenin asıl yönetici sınıfı olan ordunun statüsünün ne olacağı sorusunun yanıtlanması şart.
Mübarek devrildiğinden beri sergilenen kötü idare ve kopan skandalların ardından yeni liderin yetkililere saygıyı yeniden tesis etmesi gerekecek. Bunun için Osmanlı devrinden beri el atılmamış bürokrasi sistemini modernleştirmek ve güveni arttırmak elzem.
Bir yüzyıl önce bölgede kadın haklarının öncülüğünü yapan bir ülke şimdi zamanı geriye alma tehlikesiyle karşı karşıya. Mısır pek çok demokratik özgürlüğe ev sahipliği yaparken zorlu mücadelelerle elde edilmiş hakları korumak zorunda. Devrime katılmış yüz binlerce kişi fedakârlıklarının boşa gitmediğini görmeli.
Bu seçimle Mısır ’a onur geri dönmeli. Bölge rehberlik etmesi için Kahire’ye bakıyor şimdi.
(Başyazı, 23 Mayıs 2012)
Kaynak: Radikal