Obama'nın ziyareti öncesi Araplar, kendileri sorumluluk almayıp sanki başkanın sihirli değneği varmış gibi bir dizi talep hazırlıyor.

ABD Başkanı Barack Obama önce Riyad'a, sonrasında da Arap ve İslam dünyasının ve hatta Amerikalıların beklediği konuşmasını yapmak için Kahire'ye gidecek. İki ziyaret de Arap dünyası bölünmüşlüğünün ve acizliğinin zirvesindeyken gerçekleşiyor. Bununla birlikte, bölgemizin kendisinden hoşnut kalması için Obama'ya talepler listesi sunan bir makaleler seli ve televizyon söyleşileri söz konusu. Zira Araplar Obama'dan Filistin'i ve Golan Tepeleri'ni geri almasını istiyor.

ABD başkanının İran'ın nükleer projesini durdurması gerekiyor, ancak bunu savaş açmaksızın ve Tahran'a kazanım sunmaksızın yapmalıymış. Hatta bunu molla rejimiyle diyalog kurmadan yaparsa ne de güzel olurmuş... Ayrıca Obama'nın Irak'tan, bu ülkeyi İranlıların eline kolay bir av olarak bırakmadan çıkması gerekiyormuş. 

Obama Afganistan'dan da çıkmalıymış, ancak Kaide lideri Usame Bin Ladin ve Taliban lideri Molla Ömer'i cezasız bırakmamalıymış. Doğal olarak Guantanamo'nun kapatılması, ülkeleri kendilerini kabul etmeyecekmiş gibi dursa bile mahkûmların bırakılması gerekiyormuş.

Hamas'ı suçlayabilecek miyiz?
Medyamızı süsleyen ve çoğunu yetkililerin de tekrarladığı Arap talepleri böyle. Fakat Araplardan Obama'ya sunulacak talepler listesine karşılık kendilerinin ne yapacağına dair hiçbir şey duymadık. Tabloyu netleştir-mek için daha açık konuşmamız gerek. İşte ABD başkanı Batı Şeria'daki yerleşim birimleri inşaatını dondurması için İsrail'e baskı yapıyor ve Filistin devletinin kurulmasını destekli-yor. Haberlere göre İsraillilere baskı yapan sadece Obama değil, bunu Kongre de bunu destekliyor.

İsrail gazetesi Haaretz, İsraillilerle ABD'nin Ortadoğu özel temsilcisi George Mitchell arasındaki anlaşmazlıkların, İsrailliler 'kendi girişimimizle 8 bin yerleşimciyi tahliye ettik' diyerek Gazze'deki yerleşim birimlerini dağıttıklarından söz ettiğinde ve Mitchell "Ne güzel, bunu kaydettik" yanıtını verdiğinde doruğa çıktığını yazdı. Buradaki soru şu: Obama Araplara, "Ben barış için elimden geleni yapıyorum. Sizden istenense sadece tek bir şey. O da Filistin'deki iç bölünmüşlüğe son vermek" derse ne olacak? Herhangi biri bunu gerçekleştirebilir mi? Temel soru bu. Özellikle de herkes Filistin sorununa adil bir çözüm bulunmasından vururken. Fakat Filistin düğümünü kim çözebilir? Hamas'ın Filistin devleti projesini yıktığını açıkça kim söyleyebilir?

Obama gelecek ve beklenen konuşmasını yapacak. Bu konuşma önemli. Özellikle de Bush yönetimininin çıkardığı çekişmelerin, savaşların ve terörün körüklenmesinin ardından yapılıyor. Fakat gerçek şu ki, Obama bütün sorunları çözecek sihirli bir değneğe sahip değil. Aksine karşısında, barış girişimini harekete geçirme amacıyla harcanan çabalara katılmayan aşırılıkçı bir İsrail hükümeti bulacak. Bu durumun bir yönü. Diğer açıdansa, yan çekişmelerle meşgul olan Araplar ve barışla ilgilenmeyen Hamas ve Hizbullah var. Dahası, Arapların tutumu İran'la bağlantılı ve devletlerimizin enkazı üzerinde bile olsa bir iktidar arzusu var. Maalesef vatan düşüncesi Arap dünyasında hâlâ kırılgan. (Londra'da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, genel yayın yönetmeni, 2 Haziran 2009)

Kaynak: Radikal