Afganistan Devlet Başkanı Karzai’nin İran’dan para aldığını itiraf edişinin ardından, ABD kaynakları bu davranışın bir ‘bilmece’ olduğu yorumunda bulundu. Asıl bilmece ABD’nin bunu yadırgaması.
Zira Washington; Afganistan, Irak ve Lübnan’daki ihtilafın doğasını kavrayamıyor. ABD dış unsurun bölgede ihtilafı körükleyen ana etkenlerden olduğunu da anlayamıyor. Zira dünyaya kendi açısından bakıyor. Buna göre, iç savaştaki ülkeler sorunları olgunlaşarak aşacak. Yani bir ülkenin savaş dolu tarihi, ileride mantıklı davranacağının garantisi. Bu tespit Arap bölgesinin çoğu için yanlış.
ABD dış dünya etkisinden okyanusla ayrılıyor. Bu da Amerika’yı, Pearl Harbour’a dek yabancı müdahalesinden korumuştu. Amerika esasında, 11 Eylül’e kadar doğrudan dış etkilerden epey uzak kalmıştı.
Hangi şeffaflık?
Fakat Irak, Afganistan veya Lübnan’da dış müdahale hiç kesilmedi. Eski Meksika lideri Diaz, “Zavallı Meksika, Tanrı’dan ne uzak, ABD’ye ne kadar yakın” demişti. Acaba İran’a yakın ama istikrara çok uzak olan Irak, Afganistan ve Lübnan için ne derdi? Irak’ta bazı partiler İran’dan destek alırken, Hizbullah da ‘saf’ İran parasıyla açıkça övünüyor. Karzai de ‘torbalar dolusu para’ aldığını itiraf ediyor.ABD ise hâlâ demokrasi ve şeffaflıktan söz ediyor. Fakat demokrasi de şeffaflık da buralara çok uzak.
Amerikalılar, özellikle Irak’la Afganistan’ın, dış müdahalelere ve iç kavgalara son verilmesi için güçlü ve sağduyulu davranan merkezi hükümetlere muhtaç olduğunu anlamak istemiyor. Merkezi hükümetler acı çekişmelerden iyi. Washington bu amaçla, Türk ordusunun ülkeyi korumaktaki rolünü dikkatle izlemeli. Dünya Amerika değil. (Londra’da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, 27 Ekim 2010)
Kaynak: Radikal