Türkiye hükümetinin ekimde Ermenistan’la bir anlaşma imzalaması, komşularıyla ‘sıfır sorun’ politikasının bariz bir başarısı olarak görünmüştü. Eski hasımlar ilişkileri yeniden tesis etmek ve sınırı açmak konusunda anlaştı; sınır Türkler tarafından 1993’te, Ermeni yoğunluklu Dağlık-Karabağ için Ermenistan’la tutuştuğu kanlı savaş sırasında Azerbaycan’la dayanışma adına kapatılmıştı.
Anlaşma, 1915’te Osmanlı Ermenilerinin kitlesel katliama uğratılmasını araştırmak üzere ortak bir tarihçiler komitesi kurarak geçmişin hayaletlerini gömme umudunu da taşıyordu.
Fakat kadim husumetleri ortadan kaldırmak o kadar kolay olmuyor. Anlaşmanın imzalanmasından sadece bir gün sonra Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan, Ermenistan savaştan bu yana işgal altında tuttuğu Dağlık Karabağ’dan çekilmeden uygulanmasının mümkün olmadığını söyledi. Anlaşmanın bu ihtilaftan hiç söz etmemesinin önemi yoktu.
Mahkeme kararı bahane oldu
Şimdi Türkiye yeni bir aksilik çıkarıyor. Ermenistan Anayasa Mahkemesi geçenlerde anlaşmayı, devletin kurucu ilkelerine uygun olduğu gerekçesiyle onayladı. Bu ilkelerden biri de 1915 trajedisinin dünya çapında soykırım olarak tanınması için çaba harcamak. Bu yönde adımlar atılmasından korkan Türkiye mahkemenin kararını geri almasını talep ediyor. Birçokları, ülke içindeki ateşli milliyetçilerle dışardaki öfkeli Azeriler arasında sıkışıp kalan Türkiye hükümetinin, kendi rahatsızlıklarını meşrulaştırmak için Ermenistan mahkemesinin kararını fırsat bildiğini düşünüyor.
Türkiye izole olmuş görünüyor. En önemli müttefiki ve anlaşma-nın en büyük destekçisi olan Amerika Ermenistan’dan yana saf tutuyor. Rusya Türk-Ermeni ilişkilerinin Dağlık Karabağ’la bağlantılandırılmaması gerektiğini savunuyor, ki Washington’ın da hemfikir olduğu bir tutum bu.
Anlaşma Ermenistan’da da yekvücut destek bulmuyor. Ermenistan Anayasa Mahkemesi söz konusu kararla, hükümetin Türkiye’nin sınırlarını tanımayı kabul etmesinden dolayı küplere binen sertlik yanlısı milliyetçilere hitap etmiş olabilir. Zira Ermeni milliyetçiler doğu Türkiye’nin bazı bölgelerinin ‘tarihi Ermeni vatanına’ ait olduğunu iddia ediyor. Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan şimdi Türkiye meclisi anlaşmayı oylayana kadar onayın askıya alınacağını söylüyor.
Kongre bu sefer ‘soykırım’ der
ABD gelişmeleri yakından izliyor. Anlaşma çökerse Kongre’nin, uzun zamandır yapmakla tehdit ettiği şeyi gündemine alıp, 1915 cinayetlerini soykırım olarak tanımayı öngören tasarıyı geçirmesinin önü açılacak.
Bu da karşılığında Türkiye’de, zaten misillemeden başka seçenek kalmadığını hissettirecek kadar güçlü olan Amerikan karşıtı atmosferi daha da kışkırtabilir. Misilleme seçeneklerinden biri, Amerikalıları stratejik bir konumdaki İncirlik hava üssünden çıkarmak olacaktır.
Yüreklere su serpen noktaysa, sıradan Türklerle Ermenilerin liderlere kulak asmayıp dostluğu kendi bildikleri şekilde inşa ediyor olması. Türkiye’deki özel televizyon kanallarından Su TV geçenlerde Ermenice bir haber programı başlattı. Ve iki ülke arasındaki ticaret, kapalı sınıra rağmen Gürcistan üzerinden her geçen gün büyüyor. (Başyazı, 18 Şubat 2010)
Kaynak: Radikal