Dünya Bülteni/ Haber Merkezi

Bir çiftçi filozofun hikayesi, İslam ve güneydeki yabancılar hakkındaki beklentileri boşa çıkarıyor.

Hattın diğer ucundaki ses bir kuzu istedi. Frank Randle’ın satmak istediği bozulmamış erkek bir hayvan olabilir mi? “Evet efendim” diye cevapladı. “Tabi ki”. Arayan bayan kendisinin, Bay Randle’ın çiftliğine yaklaşık 65 km uzaklıkta bulunan bir askeri üs olan Fort Benning’te bir irtibat subayı olduğunu açıkladı. Müşteri beklediğini söyledi.

Akabinde camları renkli siyah bir Mercedes sığ ve güzel bir deresi olan Alabama vadisinden geçerek çiftliğe geldi. İki siyah takım elbiseli, saçları traşlı dev koruma, bellerinde Uzi silahlarıyla araçtan indi. Bay Randle bir kuzu seçti ve bacaklarını bağladı. Hizmetçiler kuzuyu limuzinin bagajına yerleştirdi. Son olarak otomobilin arka camı açıldı, Suudi prense ait bir el, krallara yaraşır bir şekilde 100 dolar uzattı.

Bu olay 30 yıl önceydi. Bay Randle, şu anda 64 yaşında. Bu olay, Fort Benning ve Maxwell Hava Kuvvetleri’nde geçici olarak görev yapan Müslüman subayların nesillerine et tedarikçisi olma rolünün başlangıcı oldu. Randle'nin müşterileri Güney Alabama ve Atlanta’ya kadar bütün Müslümanları kapsayacak şekilde genişledi. Arap dünyasından, Afrika’dan ve Güney Doğu Asya’dan gelen profesyoneller ve üniversiteliler. Nüfusun artışı ve Ramazan iftar ziyafetlerinde talepler daha da arttı, her yıl Ramazan ayı tarihlerini öngörmek için Tuskegee’de Malili bir imam Bay Randle’a dini takvim götürüyor.

Prensin aksine, güneyde yaşayan Müslümanların çoğu yerel haberlere çıkma korkusuyla eve canlı hayvan almak konusunda isteksiz. Bu yüzden Randle çiftliğe mütevazı bir kesim tesisi kurdu.

“kültürleri neyi gerektiriyorsa yapmaları için kanuni olarak serbest bir bölge”

Bay Randle’ın anlattığına göre kıdemli subaylar kesim işlemini kendi hizmetçilerine bırakıyor. Bazı müşterileri ise Randle ile arkadaş oldu. Bu misafirperver tutum bölgede çok yaygın değil.

Paris’teki saldırının ardından, Alabama Valisi’nin Suriyeli mültecilerin kabul edilmeyeceğini ilan etti. Bu aynı zamanda laik mahkemelerde, var olmayan bir soruna başka bir çözüm olarak sunulan yabancı uyrukluların girişinin engellenmesine yönelik 10 maddenin içerisinde de yer alıyor.

Bay Randle, yabancı düşmanlığı yapan kesim tarafından “düşmanla arkadaşlık ettiği” gerekçesiyle uyarıldı. O ise bu insanlara “Burası özgür bir ülke” diyerek cevap veriyor.

GÜNEY VE DOĞU

Bay Randle sıra dışı bir adam. O bir çiftçi olan babası ve kömür madencisi aileden olan annesi ile kuzey Alabama’da büyüdü. Annesi Baptist babası ise Metodistti. Eskiden komik gelmese de artık o da kendisinin “karma evlilik ürünü” olduğuna dair şakalar yapıyor.  Randle ırkçı okullarda eğitim gördü, etrafında neredeyse hiç Müslüman yoktu. Kuzey kökenli bazı komşuları 40 yıldır Auburn yakınlarındaki çiftlikte olsa da onu hala bir yabancı olarak düşünüyor.

Randle fikir dünyasını üç etkiye dayandırıyor. İlk olarak Yale İlahiyat Okulu’ndaki yaz programları, uçaktaki ilk seferi ve o zamana kadar dar görüşlü bir lise öğrencisi için “yüzüne atılan bir tokat” idi. Bir diğer etki vizyoner bir bilimsel tarım uzmanı olan Booker T. Whatley. Bay Randle entomoloji okudu ve okul masraflarını ödeyebilmek için arı yetiştirip bal sattı; daha sonra devlet arı müfettişi oldu.

İç savaştan sonra bazı eski kölelere verilen küçük çiftlikleri kuzeydeki genç siyahlara iade etmek düşüncesindeki Whatley’de onu etkileyenlerden. Bu bağlamda Whatley’in başarısı karışık oldu ama Bay Randle’a etkisi derin oldu. Üçüncüsü ise, bir Kentucky şairi olan ve yöresellik ve toplum kuramcısı Wendell Berry oldu.


Bu hem ekonomik hem de ekolojik sürdürülebilirlik için bir özverinin hikayesi. Bay Randle, “Oğullarım ve torunlarımın bunu devam ettirmesini istiyorum” diyor. İki oğlu çiftlikte yaşamaya ve çalışmaya başladığından beri bu umudu  gerçek oldu. Güneyde yetiştirilen mısır, pamuk, soya fasulyesi ve fıstık yerine onlar yaban mersini, armut, hurma ve tatlı patates yetiştiriyor. Koyun ile beraber tavuk ve hindi yetiştiriyor. Meyveler ziyaretçiler tarafından satın alınıyor ya da bir hasat paylaşım düzeni ile alıcılara “toplum destekli tarım” olarak bilinen bir yaklaşım ile önceden satılıyor.

Bunlar zor durumdaki çiftçilerin risklerini azaltmak ve gelirlerini güvence altına almak için yardımcı oluyor ve Güney’de çiftçiler tarafından oldukça tutuluyor. Randle, arazisi ile ilgili “Bir günde tamamı üzerinde yürüyemiyorsanız, ona gerek yoktur”diyor.

Bay Randle doğduğundan beri kuzu yetiştiriyor ve onları kesmek için istekli değil; herhangi bir durumda onu engelleyen devlet kuralları varken, yine de Müslüman konukları kişisel tüketimleri için bunu yapabilir. O ele aldığı şeylere ciddiyet ve saygı ile hayran kalıyor –doğal dünyaya sorumluluk duygusunun kanıtı olarak düşünüyor ve yaşamın kutsallığını paylaşıyor. Alabamalı filozof çiftçi, ustalıkla ve acı vermeden çalıştırdığı zaman helal tekniğinin “en insancıl yol” olduğunu söylüyor.

Dünya Bülteni için çeviren: Caner İlter

Kaynak: Economist