Reform hevesinde yeni bir patlama mı, laik kurumlara nihai saldırı mı? Hangisi doğru olursa olsun, Türkiye’nin ılımlı İslamcı AKP hükümetince önerilen anayasa değişiklikleri, kendisini eleştiren laik seçkinlerle gerilimi artırdı. Değişiklikler vaktiyle her şeye kadir olan ve mevcut anayasayı yazan generallerin ve yargıdaki müttefiklerinin gücünü daha da budayacak. Değişiklikler arasında sivil savcıların darbe heveslilerini yargılamasına imkân tanıyan bir yasa da var.
Böyle bir değişiklik muhalefet partisi CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmişti.
Laik düzenin kalesi olan mahkeme, aynı CHP gibi seçilmiş yetkililerin generaller üzerinde otorite kurması yönündeki her adıma karşı. AKP’nin önerdiği değişikliklerin birçoğunun niye yargıçların seçilme şekliyle ilgili olduğunun bir açıklaması da bu. Paket onaylanırsa, Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunluğunu cumhurbaşkanı seçecek. Hükümet de, yargıçların çoğunu seçen bir başka laik kale olan HSYK üzerinde belli bir nüfuz elde edecek. Karşıtları bu düzenlemenin İslamcıların yargı sistemine sızmasına izin vereceğini söylüyor.
AKP destekçilerinin başlıca itirazlarından birine, yani başörtüsünün devlet üniversiteleri ve dairelerinde yasak olmasına eğilmiş olsaydı bu iddialar daha fazla ağırlık taşırdı. AKP bu yasağı değiştirmeye çalıştığında, Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya partiyi şeriat hukukunu getirmek istediği gerekçesiyle kapatmak için soruşturma başlattı. Anayasa Mahkemesi tek oy farkla bu talebi reddetti. Yalçınkaya’nın yeni bir dava açmaya hazırlandığı söyleniyor. AKP’nin anayasal reformlarının siyasi partilerin kapatılması için meclis onayını gerektiren bir değişikliği içermesi şaşırtıcı değil.
Başbakan Tayyip Erdoğan anayasa değişikliğinin AB üyeliği sürecini desteklemekten başka amacı olmadığında ısrarcı. Başbakan muhalefete lobi yapıyor, zira anayasal reformların meclisin üçte ikisinin oyunu alması gerekiyor. AKP bu çoğunluktan yoksun. Fakat muhalefet görüşme taleplerini reddediyor. Erdoğan değişiklikleri halkoyuna sunmak zorunda kalabilir. Bu da riskli: Seçmen hayır derse, bu hükümete karşı bir ‘hayır’ oyu teşkil edecek. Anketler Erdoğan’ı muhaliflerinin epey önünde gösteriyor, partinin desteği hâlâ yüzde 40’larda. Muhalefet tüm anayasal ve diğer reformları gözü kapalı reddettikçe muhalefette kalacak. (25 Mart 2010)
Kaynak: Radikal