Bazıları, Güney Sudan’ın Hartum’daki iktidar partisinin Nivaşa anlaşmasını imzalamasıyla teorik olarak zaten beş yıldır ayrı olduğunu anlamıyor. Zira anlaşma, açıkça Güney halkına Hartum yönetimini mi, yoksa ayrılmayı mı istediklerini soruyordu.

Yanıtsa önceden belliydi: Çoğunluk ayrılmayı seçecek ve Sudan kendi yarısını kaybedecek. Güney devletinin kurulmasının sonuçları ve Sudan’ın kuzeyde sıkışmasının etkileriyse şimdiden bilinmiyor. Fakat şunu biliyoruz ki, yönetim çekişmeleri iyi idare etseydi, Sudan’ın Güney’le birlik içinde ve Darfur’da güven içinde kalma imkânı vardı. Ama daha da önemlisi, ayrılmanın iyi biçimde olması ve tarafların asgari oranda anlaşmazlık yaşaması. Ayrıca ayrılma düşüncesine karşı Hartum’da savaş çanları çalmak için uygun zaman değil. Çünkü ülke, tüm bu ağrıları aynı anda kaldırmaz. Sudan rejiminin sorumluluk duygusu ve hayatta kalma içgüdüsü olsaydı, şartları 20 yıl öncesine (darbe öncesine) götürecek ve vatandaşa istediğini seçme hakkını verecek gerçekçi bir uzlaşı projesi sunardı.

Muhalefet artık daha güçlü
Kuzeye barışın yayılması, Sudan’ın ve uluslararası toplumun çıkarına. Beşir rejimine öfkeli muhalif güçlerin, halihazırdaki şartları değiştirmek için rüzgârın arkasına sığınmamaları bekleniyor. Aynı zamanda önünde ve arkasında neler olduğunu anlaması ve yeni durumla rasyonel biçimde ilişki kurması da, Beşir hükümetinin çıkarına. Zira muhalefet geçmiştekinden daha güçlü, rejimse en zayıf günlerinde.

(Londra’da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, 4 Ocak 2010)

Kaynak: Radikal