Suriye devrimiyle ilgili olarak son üç aydır duyduğum tek şey devrimin artık bittiği ve Suriye halkının diktatör rejime karşı kurduğu hayallerinin sonuna gelindiği. Peki, iki buçuk yıllık kanlı sürecin sonunda Esad gerçekten kazandı mı? Suriye halkı gerçekten kaybetti mi?
Savaşın en büyük silahlarından biri insanların kalbine ümitsizlik tohumlarını atmaktır. Suriye'de ümidini yitirmiş pek çok insan var. Bunlardan bazıları kışı eski, dökük çadırlarda geçiren ve çocuklarıyla birlikte yokluk içinde yaşayanlar. Bazıları da aylardır yaşadıkları kent kuşatma altında olduğu için yiyecek stokları tükenen ve kuyu suyu içerek hayatta kalmaya çalışanlar. Milyonlarca Suriyeli yerlerinde edildi, birçoğu ülke içinde ve dışında yaşamaya çalışıyor. Savaşçı muhalifler arasındaki bölünmeler ve ordu komutanları arasındaki çekişmeler de boyutunu artırmaya başladı. Kendilerine ulaşan silah dsteği ise söz verilenden çok daha az. Bundan çok daha kötüsü ise kurtarılmış bölgelerin halkına savaşçı grupların eziyet etmeye başladıkları haberlerinin yayılması. O kadar ki bir zamanlar Şebbiha'ya ve Esad askerlerine karşı ayaklanan halk, şimdi de cihadçılara karşı ayaklanmış durumda. El Kaide bunlardan biri. Suriye devrimcilerini sırtlarından vurmaya ve komutanlarını hedef almaya başladılar. Hâlbuki devrimciler Esad'ın belini bükmeye başlamışlardı. Ama aralarındaki çekişmeler yüzünden Esad'ın zayıf düştüğü yerlere İran, Rusya, Hizbullah elini uzatarak ve Iraklı milisler yetişerek oluşan boşluğu doldurmayı ve Esadın kaybettiği bazı bölgeleri geri almayı başardılar.
Bu nedenlerden dolayı bazılarının Suriye devriminin bittiğini ve gömülmeyi bkeleyen bir ölü olduğunu söylemesi şaşırtıcı gelmiyor. Söylentiler Esad'ın ve dostlarının propagandaları sayesinde şişirilmeye başladı. Bunun yanı sıra, devrim meydanlarını güçten düşürecek haberler ve muhalefetin arasındaki iç çekişmeler de yayılmaya başladı. Devrimciler şu an bir krizini içindeler ve ilerleyemiyorlar, burası doğru. Ancak Esad'ın bu durumdan faydalanıp kazanmaya başladığı kısmı doğru değil. Sadece kaybettiği bazı bölgeleri geri kazanmayı başardı. Gerçek olan ise devrimcileri şu an çok daha zor bir drumla başa çıkmaya çalıştıkları. Ama hala Suriye'nin kuzeyinde, güneyinde doğusunda geçen yıl ele geçirdikleri bölgeleri korumak için mücadele ediyorlar. Esad'ın ordusu İran ve müttefikleri tarafından gönderilen binlerce eğitilmiş savaşçı sayesinde tekrar güç tazelemeye başladı ama bu durumun muhalifleri zayıflattığı anlamını vermez. Çünkü bu muazzam desteğe rağmen Esad savaşı kazanmada ve büyük zaferler elde etmede yetersiz kalıyor. Şu ana kadar en büyük kazanımı Kusayr belki ama Humus'ta, Halep'te, Dera'da ve Şam'ın köylerinde çoktan kaybetti. Tankalarla, uçaklarla, kimyasal silahlarla saldırıyor ama savaşı bir türlü kazanamıyor.
Esad ordusuna taze kan bulmasına rağmen ülkenin yalnızca %40 ına hakim durumda. Ki o da kapsamlı bir hakimiyet değil. Şu an sessizliğini koruyanlar gelecekte güç dengesini Esad aleyhine değiştirecekler. Son aylarda yapılan müzakelerelerden sonra devrimcilerin elini güçlendiren önemli başarılara imza atıldı. Suriyeli muhalifler büyük bir birleşim gerçekleştirerek siyasi bir yapı oluşturdular ve tüm Suriyelileri temsil eden bi koalisyon kurmayı başardılar. Daha sonra askeri kanadı düzenlemeye karar verdiler ve Suriye'nin Somali'ye ya da Afganistan'a dönüşmemesi için orduyu cihadçı akımlardan temizlemeye başladılar. Bu savaş, Suriyelilerin Esad rejimine karşı devrimleri ve El Kaide veya Nusra gibi gündem sahipleri onu zorla elde edemez. Bunun yanı sıra önceleri silah desteği konusunda kayıtsız kalan bazı ülkeler de öne sürdükleri mazeretlerini geri çekmeye başladılar. Daha önce savundukları iddiaları ise gönderdikleri silahların cihadçıların eline düşme ihtimali ve ilerde aynı silahların kendi uçaklarını düşürmek veya elçiliklerini bombalamak için kullanılabileceği korkusuydu. Ama şu an bu korku yerini desteğe bırakmış durumda.
Yani görüldüğü üzere, Suriye'yi tehtid eden kaosun çözümü sadece Batı eliyle olmuyor, Suriyeliler de krizi düzeltmek için uğraşıyor. Ve bu devrimci güçlerin arasına ekilmiş hareketler yok oluncaya kadar devam edecek. Silahlar muhaliflere ulaşmaya başladı. Yakında uçuşa yasak bölgeye bile ihtiyaçları kalmayacak. Esad ordusunu tehtid eder güce ulaşınca da Şam'ı yeniden kuşatmaya başlayacaklar.
Batının ise artık tarafını iyice belirlediği ve muhaliflere hem silah hem de istihbarat bilgisi sunmaya başladıkları siyasi analistler tarafından açıkça ifade ediliyor. Batı dünyası artık Esad'a ve Rusya'ya Şam yönetiminin tamamen sona ermesi için baskı yapmaya başladıkları, İran ve Rusya tarafından Esad'ın gitmesi ama askeri kurumların güvenlik güçlerinin ve rejimin elindeki finansal sistemin kalması yönünde sunulan çözüm planı ise kesinlikle kabul etmedikleri söyleniyor.
Suriye'de devrimcilerin geri adım atması artık imkansız. Rusya ve İran Esadı beslemeye devam etse bile veya Batılı ülkelerden silah desteği kesilse bile cin artık şişeden çıktı bir kere. Esad'ın kurtulması ise mümnkün değil. En fazla kendi mezhebinin yoğun olduğu bölgede sıkışık bir hayat yaşayabilir. Ama bu bile ona fazla bir ömür vermez.
Kaynak: El Arabiya
Dünya Bülteni için çeviren: Tuba yıldız