Müşerref'in istifa konuşmasını çevreleyen drama karşın, Pakistan Devlet Başkanı'nın görevi bırakmasında özellikle şaşırtıcı bir şey yoktu. Müşerref'in kaderi, şubattaki seçimlerde siyasi tabanı silindiği an çizilmişti. Ülke içi desteği bir süredir aşınmaktaydı ve yeni hükümet ondan kurtulmak için azil sürecini kullanmaya kararlıydı. Kaçınılmaz sona ilerleyen, kuşatılmış bir siyasetçi söz konusuydu.
Müşerref'in iktidar dönemini başka her şeyden fazla belirleyen husus, 11 Eylül terör saldırılarından beri Batı'yla yürüttüğü ilişkilerdi. Kendisini dünyaya hassas bir bölgenin şerifi olarak sunması, ABD'den milyarlarca dolarlık askeri yardım almasını sağladı. Fakat bu yatırımının dürüstlüğüne dair kuşkular belirdi; başlarda bazı üst düzey Kaide üyelerinin yakalanmasındaki başarıya karşın, Müşerref Pakistan'ın batı sınırını zapt edemedi.
Müşerref'in terörle mücadeledeki başarıları Batılı destekçileri için hayal kırıklığıysa, demokrat olarak sicili tam bir utanç kaynağıydı. Yozlaşmış hükümeti darbeyle devirmesinin ardından mümkün olan en kısa sürede demokrasiye dönme sözü verdi. Fakat geçen yıl asker üniformasını çıkarmasına karşın, hukukun üstünlüğünü güçlendirmek için kılını bile kıpırdatmadı. Yine geçen yıl başyargıcı görevden alıp olağanüstü hal ilan ederek, demokratlığına dair son umut kırıntılarını da tüketti.
Müşerref sonrası dönemde sivil hükümeti muazzam zorluklar bekliyor. Belki de en zorlu mesele, istihbarat kuruluşu ISI'yi kontrol altına almak olacak. Bazı ISI mensuplarıyla Taliban arasındaki gizli işbirliğine dair söylentiler ayyuka çıktı. Bir diğer önemli sorun da ekonomi: Enflasyon yüzde 28 düzeyinde ve yüksek gıda fiyatları halkın huzursuzluğunu artırıyor.
İyimser olmak zor. Koalisyondaki iki partinin de yolsuzluktan menkul bir sicili var. Ve ikisini bir araya getiren tek şey, Müşerref'ten kurtulma kararlılığıydı. Müşerref'in gittiği bir ortamda onları neyin bir arada tutacağını kestirmek zor. Bir umut varsa, o da etkisini artıran orta sınıf ve basında. Şunu da hatırlamalı: Pakistan'ın genelde verdiği aşırı görüntüye rağmen, halkın çoğu köktenci partilerden yana değil.

Kaynak: Radikal