Ahmedinecad'ın tartışmalı görünen bir seçimde tekrar seçilmesine karşı ateşli protestolar patlak verirken bir tek husus açık: İran'a hükmeden teokratlar, İslam Cumhuriyeti'nin geleceğiyle ilgili büyük bir kumar oynuyor.
Ülkede, bastırılmış değişim arzusunun taşmasına karşı baraj örüyorlar. Ülke dışında tecridi davet ediyorlar: ABD Başkanı Obama'nın, yumruklarını açacak olanlara elini uzattığını hatırlayın.
Reformcularla pragmatik muhafazakârları birleştiren ve yüz binleri sokağa çeken Musavi'nin durumu bir dağı tırmanmaktan farksızdı. Cumhurbaşkanını destekleyen yoksullar ve rejimin paramiliterleri büyük destek havuzuna sahipti. Yoksullar için değişim giyim kurallarının gevşetilmesi veya kadın-erkek birlikte eğlenmek değil, karın doyurmak demek.
Teokratlar içinse çıkarlarının tehlikeye girmesi demek. İran'da siyaset dinden ziyade sınıf savaşıyla ilgili. Fakat Ahmedinecad'ın zaferinin ölçeği inandırıcı değil ve böyle bir zafer garanti olsaydı, rejim seçime bu kadar yüklenme gereği duymazdı. Peki teokratları korkutan neydi?
Devrim Muhafızları gibi kurumları, Hatemi'nin 1997'de yarattığı reformcu dalga gibi bölebilecek 'yeşil' devrimden korktular. İran siyasetinin hâlâ merkezinde bulunan eski cumhurbaşkanı Rafsancani gibi kişilerin Musavi'ye yaklaşmasında yansımasını bulan bir korkuydu bu. ABD'nin yakınlaşma çabalarını da birliği güçlendirmek açısından zarar verici buluyorlardı. (Başyazı, 14 Haziran 2009)
Kaynak: Radikal