Türkiye'nin Kuzey Irak'ta yürüttüğü saldırı, bölgedeki birçok başka aktörün de katkıda bulunduğu bir krizi tetikledi.
Söz konusu krizi sona erdirmenin nihai sorumluluğu Türkiye'nin omuzlarında olsa da, ABD de dahil bütün aktörler daha geniş çaplı bir bölgesel çatışmayı önlemek için üstlerine düşeni yapmalı.
Türkiye'nin Kuzey Irak'a 10 bin asker göndermesinin görünürdeki nedeni, Türkiye içinde terör eylemleri düzenleyip Türk askerlerine saldıran PKK adlı ayrılıkçı gerilla grubunu cezalandırmak.

Ancak Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Türkiye'yi gizli bir amaç gütmekle suçluyor: Nispeten barış içinde ve müreffeh olan bu bölgeyi istikrarsızlaştırmak.

Kuzey Irak'taki Kürtler kendi bayraklarını dalgalandırıyor, peşmerge diye bilinen disiplinli silahlı güçleri var ve topraklarına Irak ordusunu sokmuyorlar. Bölgesel Kürt Yönetimi Türkiye'nin ateşli milliyetçi generallerinin sadece PKK'ya darbe vurmakla kalmayıp, Iraklı Kürtlerin bağımsızlığına müsamaha etmeyeceklerini göstereceğinden kuşkulu. Bu kuşku çok da yersiz değil. Türkiye'deki milliyetçi güçler, Iraklı Kürtlerin kendi kaderini tayin etmesinden endişe duyduklarını açıkça dile getiriyor. Türkiyeli Kürtlerin de (ki son dönemde AB'nin gözüne girme çabası çerçevesinde daha geniş kültürel haklar elde ettiler) Irak'taki özerk Kürt bölgesini örnek alarak için benzer özerklik talep etmesinden çekiniyorlar.

Sadr'la bile çatışma çıkabilir

Temelsiz paranoyayla gerçek güvenlik endişelerinin bu kesişimi, Bush yönetimi, Bağdat ve Türkiye'nin Irak'ın egemenliğini ihlalinin doğuracağı istikrarsızlaştırıcı şiddetten zarar görecek herkesçe iyi algılanmalı. Şii milis lideri Sadr, Türk askerleri Irak'tan çekilmezse kuzeye savaşçı gönderme tehdidi savurdu. Ve Türkiye, ana işgal gücü iki-üç hafta içinde çekilse bile, PKK'nın Türkiye'nin güneyine sızmasını önlemek için Kuzey Irak'ta asker bırakabileceği uyarısı yapıyor.

ABD NATO müttefiki olan Türkiye'ye (sivil köy, köprü ve yolları vuran) topçu ve helikopter saldırılarını durdurması ve güçlerini hemen çekmesi için baskı yapmalı. Amerika'nın Irak'taki tek gerçek müttefiki konumundaki Kürtlerden de PKK'nın Türkiye'ye sızıp saldırılar düzenlemesini önlemesi istenmeli.

Öte yandan, Türkiye'nin PKK'yı bertaraf etmesinin en mantıklı yolu, Türkiyeli Kürtlere kültürel haklarını tam olarak vermesi ve az gelişmiş güneydoğu bölgesi için kalkınma fonları ayırması. Türkiye, bölgeyi paramparça eden etnik ve mezhepsel çatışmayı hızlandıran güç olmak yerine, azınlık hakları konusunda örnek olmalı.

Kaynak: Radikal