Sırpların uyguladığı zulüm politikası sonrasında Kosova'nın bağımsızlık ilan etmesi kaçınılmazdı. Sırbistan, Rusya'nın desteğine dayanıp Kosovalı Arnavutları bastırabileceğini zannederek hata yaptı

Kosova'nın bağımsızlığı tarihi bir olay. Bu ülke, Avrupa'daki ilk İslam devleti, yani ezici Müslüman çoğunluğa sahip ilk devlet olacak. Zira nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman ve başta ABD olmak üzere 100'e yakın ülke Kosova'nın bağımsızlığını destekliyor. Diğer yandan, bölgenin bağımsızlığına şiddetle karşı çıkan Rusya liderliğinde bir grup var. Ruslar, Sırp 'akrabalarıyla' dayanışma içine girmek zorunda ve Belgrad'ı desteklemeye yönelik geleneksel politikalarıyla uyum gösteriyorlar. İspanya'ysa Kosova'nın bağımsızlığına karşı. Zira bu bağımsızlıkta bir ayrılıkçılık görüyorlar ve İspanya, kendisinde ayrılmak isteyen Bask bölgesiyle mücadele içinde. Bu durum, Madrid'in ilkesel olarak
her türlü ayrılıkçılığa karşı çıkmasını gerektiriyor.
Gerçekten de, halkı böylesine sıkıntı içinde olmasaydı Kosova belki de bağımsızlığı hak etmezdi. Şöyle ki, yüzde 4'ü aşmayan Sırp azınlık, nüfusun Arnavut köklere sahip yüzde 90'ının geleceği üzerinde tahakküm kurmuş durumdaydı. Uzun zamandır bağımsızlık girişiminde bulunan bölge halkı, siyasi şartları düzeltilmeksizin bastırılıyordu.

NATO güçlerinin Sırp aşırılık yanlılarını bastırmasıyla son bulan ve düşünceleri Arap Baas Partisi'nin ve bir derece de Arap milliyetçilerinkilere benzeyen faşist liderleri ortadan kaldıran Kosova savaşı olaylarına girmek istemiyorum.

O sıralarda 'kasap' Slobodan Miloşeviç liderliğindeki
Belgrad Kosova kartını, Sırpların tarihi ve dini duygularını körükleyerek ortaya çıkma vesilesi olarak kullandı. Miloşeviç'in bu hesaplarıyla, kışkırtma, tasfiye ve katliamlarla dolu yıllar yaşandı. Şaşırtıcı olansa, eskiden tutucu bir komünist olan Miloşeviç'in, komünist sistemin yıkılması sonrası 'dönmesi' ve aşırı milliyetçi bir kişiliğe dönüşmesi... Bu durum bize, köktenci 'oluveren' bazı eski Arap komünistleri hatırlatıyor. Miloşeviç'in aşırılık yanlısı çağrıları ve saçtığı vahşet Yugoslavya devletini bitirdi. Miloşeviç Sırplara hegemonyanın yanı sıra, bölgesel gücün artacağını vaat ediyordu...

Kosova bölgesine bağımsızlık hakkı verilmesine şiddetle itiraz etmesine rağmen Belgrad'ın sesi önemli sayılmadı. Sırplar, 17 yıl önce parçalanan Yugoslavya'nın enkazından geriye kalanlar kapsamında, Kosova halkına güvenlik sağlamakta ve hayatta kalma imkânı vermekte başarısız oldular. Şu an Müslümanların, yüz ölçümü neredeyse Londra'nınki kadar olan Kosova adlı bir devletleri var ve bu devlet AB kapsamına da girecek. Zira, 20 AB ülkesi Kosova'nın bağımsızlığını desteklerken yedisi karşı çıkıyor.

Uluslararası sistem artık göz yummuyor
Hiç kimse Yugoslavya'nın dağılma sürecinde özellikle Kosova ve Bosna-Hersek'te yaşanan olayları inkâr edemez.

Söz konusu olaylar yeni dünya düzenin zulme uzun süre dayanmayacağını gösterdi. İşte aşırılık yanlısı Sırpların, çoğunlukları ve Rusya'nın desteği sayesinde ülkelerindeki azınlıkları bastırmayı sürdürebileceklerini düşünerek anlamakta aciz kaldıkları konu bu.

Sırplar ayrıca Avrupalıları, İslamcı terörle korkutmaya, Osmanlıları hatırlatmaya ve Kaide'nin bölgeye sızdığını iddia etmeye çalıştı. Tüm bu iddialar hızla boşa çıktı. Çünkü zalim ayrımcılık uygulamaları uluslararası toplumu, önce Bosna-Hersek'in kurulmasına, ardından da Kosova'nın ayrılıp bağımsızlık ilan etmesine destek vermeye sevk etti.

Kaynak: Radikal