Ekonomik kriz nedeniyle avroya sarılmak isteyen İzlanda, AB yolunda Türkiye zorlanmaz ama işi yine de kolay değil. Bu üyeliğin 2012'den önce onaylanması beklenmiyor

Küçük İzlanda'nın yakın tarihi küreselleşmenin bir kıssası niteliğinde. İyi yıllarda sermayenin serbest dolaşımının ve gevşek yasaların nimetlerinden yararlanan ülke, küresel finansın yüksek sularında seyrediyordu. Rüzgâr lehte esiyordu. Risk almak revaçtaydı. Küçük güzeldi. Fakat kriz gelip çattığında, İzlanda'yı devasa bir dalga gibi vurdu. Finans sistemi borca batan ülke kendisini bir kurtarma botundan yoksun buldu. Küçük fakat mağrur bir ulus, Moskova, Washington ve Londra'yı fırdönüp para dilenir hallere düştü.

İzlandalılar geleneksel olarak kulüplerden haz eden bir ulus değil. Fakat uzun tartışmaların ardından İzlanda parlamentosu bütün kulüplerin en büyüğü olan AB'ye katılım başvurusunda bulunmayı az bir oy farkıyla kabul etti. Bu oylama Brüksel'de AB'den korkulmadığının, tam tersine, belki de hâlâ sevildiğinin yeni bir kanıtı gibi yorumlandı. Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, kararın 'Avrupa projesinin canlığının' ve 'Avrupa'nın temsil ettiği umudun' kanıtı olduğunu iddia etti. Belki de öyledir.

Fakat ileriye doğru seyir rahat olmayacak. Her ne kadar AB hukukunun büyük bölümü İzlanda'da zaten uygulanıyor olsa da, diğer konulardaki pazarlıklar sıkı olacak. Balıkçılık büyük engel teşkil edecek. Herhangi bir anlaşma İzlandalılar tarafından hâlâ reddedilebilir. Brüksel'de (ve bilhassa avroda) güvenli sığınak bulmanın cazibesi, küresel fırtınanın yatışan dalgalarıyla silinip gidebilir.

İzlanda'nın hızla üyeliğe kabul edilmesine dair konuşmalar yersiz. Bulgaristan ve Romanya'nın üye olduğu 2007'den bu yana AB genişlemesi dondu kaldı. Fransa ve Almanya Lizbon Anlaşması onaylanmadan yeni müzakereler üzerinde uzlaşma olmayacağını açıkça dile getiriyor.

İzlanda Türkiye değil. AB'ye hızlı üyeliğinin önünde o kadar köklü engeller yok. Fakat bu başvuru başka alanlarda bürokratik atalete ve siyasi manevralara kurban gidebilir. Kapalı kapılar ardında İzlanda'nın, üyeliği Slovenya tarafından çıkmaza sokulan Hırvatistan'dan önce katılamayacağı üzerinde fikir birliği var. En iyi senaryo, 2012'den önce Brüksel'de İzlandalı bir komisyon üyesinin görülmeyeceği yönünde. İzlanda bundan daha fazla bekletilmemeli. İzlandalılar fazla heyecana kapılmamalı ama AB de ayak sürümemeli. (Başyazı, 16 Temmuz 2009)

Kaynak: Radikal