İran yönetiminin Washington’daki Suudi büyükelçisine suikast planladığı iddiasından sonra Beyaz Saray, istihbarat camiasına İran’a karşı yoğun örtülü operasyonlara izin veren bir tespit kararı yayınladı. Tespit kararı, siyaseten hassas addedilen gizli operasyonların en üst düzeyde onaylanmasıdır.

Bush yönetimine ait daha önceki bir tespit kararı da İran Devrim Muhafızlarının sınır bölgelerindeki (Belucistan, Kuzey Irak ve Arapların yaşadığı Huzistan civarlarındaki) faaliyetlerini sekteye uğratmak üzere istihbarat kaynaklarının kullanılmasına izin vermişti. Kürtlerin yaşadığı yerlerdeki istihbarat faaliyetleri sınırlıydı ve Türklerle ilgili hassasiyetlerden dolayı kısmen de İsrailliler tarafından yürütülmüştü. Obama yönetiminin PKK’ya karşı Ankara’yla istihbarat ve askeri işbirliğini artırdığı 2009’da bu çabalardan vazgeçildi. Son yedi yıl zarfında Belucistan ve Arap bölgesinde düzenlenen, çok sayıda Devrim Muhafızının ve sivilin öldüğü saldırılar, önceki tespit kararının izin verdiği programın bir parçasıydı.

Son tespit kararı, mevcut örtülü faaliyetlerin çapını genişletmekte ve İran’ın kuzeybatısında yaşayan, Azerbaycan’daki soydaşlarıyla ortak bir sınırı, dil ve kültürü paylaşan İranlı Azerileri de işin içine çekmektedir. İran’daki 20 milyonluk Azeriler nüfusun yaklaşık yüzde 25’ni teşkil etmektedirler. İran’da Beluci nüfusunun yüzde 2, Kürtlerin yüzde 7, Arapların yüzde 3 olduğuna bakınca, İran’ın sınırları boyunca ciddi bir etnik sorunu vardır. Örtülü operasyonlar, etnik bölünmeyi cesaretlendirerek, muhalifleri eğitip onlara iletişim araçları ve silah tedarik ederek tam da bu zaafı kullanmaya bakacaktır.

Hiç de tesadüf değildir, Azerbaycan Dışişleri Bakanı, NATO’yla müşterek meseleleri ele almak üzere Ekim ayında Brüksel’i ziyaret etmişti. Amerikalı yetkililerle görüştü ve “İran tehdidi” hakkında özel istihbarat brifingleri aldı. İran’daki Azeriler genelde asimile olmuşlardır – Ali Hamaney Azeri’dir – fakat İran’daki Azeri bölgesini Azerbaycan’la birleştirmek isteyen küçük bir hareket de vardır.

Azeriler Tahran’daki merkezi yönetime pek rağbet etmiyorlar. 2007 yılında, onbinlerce Azeri dil ve kültürlerinin devlet tarafından bastırılmasına karşı yürüyüş yapmışlardı. Fakat çok sayıda Azeri’nin davaları uğruna Tahran’a karşı silahlanacaklarını gösteren pek bir delil de yoktur.

Obama yönetiminin tespit kararı, “Amerikan müyeyyideleri ve örtülü operasyonları artırılmadığı takdirde İsrail’in İran’a saldırabileceği” haberlerine bir cevaptır kısmen. Nitekim ABD, İran nükleer programında kullanılan bilgisayarları 2010 yılında felç eden Stuxnet adlı bilgisayar virüsünün geliştirilmesinde İsrail’le hâlihazırda işbirliği yapmaktadır.

Kaynak: American Conservative

Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı