Seçilmiş ABD başkanı Barack Obama'nın İran'la diyalog kurma ve İranlıların bakış açısını dinleme eğilimi, İsrail'deki bazı siyaset ve medya çevrelerinde olumlu bir tepki gördü.

Bazı İsrailli yazarlar ilişkilerin kopukluğunun faydasız olduğunu ve Washington'ın İran'dan bir başka Küba çıkarmaması gerektiğini düşünüyorlar.

Bu durum sadece İsrail'in İran'ın nükleer silah geliştirmesinden duyduğu endişeden kaynaklanmıyor. Arapların elinde bulunan 'toprak karşılığı güvenlik pazarlığı'nın kozlarını zayıflatma eğilimine de dayanıyor. Zira İran'la anlaşma pratikte Suriye-Hamas-Hizbullah cephesinin zayıflatılması ve barış girişiminin Arap 'direniş ülkeleri' diye adlandırılan cephenin kazanım elde etmesinin bir aracı olmaktan çıkıp, bu ülkelere baskı aracına dönüşmesi anlamına gelir. İran'la anlaşma ayrıca, İsrail'in güvenliği meselesini, İsrail'in reddettiği ödünleri gerektiren çözüme dayalı Amerikan vizyonundan da çıkarır. Acaba İsrail diyalog havasını hazırlamata başarılı olacak mı? Bu muhtemel diyalog bir sonuç getirir mi?

Washington ve İran şu süreçte birbirlerine muhtaç olduklarını biliyorlar. Fakat İran'da muhafazakârların siyasi kararlar üzerindeki kontrolünün gölgesinde, diyalog İran'ın Irak ve bölgedeki ABD projesine dair tutumunun değişmesine izin veren köprüler inşa edilmesini sağlamaz ve İran'ın nükleer eğilimleriyle taleplerini değiştirmesine destek olmaz. İran Irak'ta siyasi payını istiyor; Tahran Körfez'in jandarması rolüne dönme eğilimi geçmişte de ortaya koydu; İran Pakistan'ın Washington'la deneyimini kopyalamaya hazır olduğundaysa, rolün tekrarlanmasını hiçbir şey engelleyemez.

İran Pakistan değil ve öyle olmayacak. Bununla birlikte, ABD-İran ilişkileri iki rejimin siyasi manevra yapma gücü sebebiyle krizlerin çıkmaza girmediğinin kanıtıdır. Ayrıca İsrail'in müdahalesi, ABD-İran diyaloğunun başarılı olması yönündeki eğilim ve ekonomik şartlar, Amerikalılarla İranlıların asgari bir anlaşmaya varmasına yol açabilir. Araplarsa, Irak işgaline yaptıkları gibi bu diyaloğa da seyirci kalamaz. (Londra'da Arapça yayımlanan Hayat gazetesi, 21 Aralık 2008)

Kaynak: Yeni Şafak