Meşal'la görüşen Carter'ın, İsraillilerin üçte ikisinin de paylaştığı yaklaşımı şu: İsrail'in Filistin halkının yarısıyla savaşıp diğer yarısıyla barış yapması imkânsız; çözüm bulunacaksa, Hamas da bunun parçası olmak zorunda. İslamcılar da ateşkes ilan edip sivillere saldırmaktan vazgeçmeli
Şu an hayatta olup da İsrail'in geleceğinin daha güvenli olması için en fazla şeyi yapan insan muhtemelen eski ABD başkanı ve Nobel Barış Ödülü sahibi Jimmy Carter'dır; zira 1979'da Mısır'la imzalanan dönüm noktası niteliğindeki Camp David barış anlaşmasının mimarı oydu. Carter Annapolis konferansından bu yana İsrail'le Filistinliler arasındaki barış umudunun 'gerilediğini' söylerken yerden göğe kadar haklı; söz konusu konferansta iki taraf bu yıl sonuna doğru ihtilafa dair bir çözümü müzakere etme yükümlülüğü altına girmişti.
İşte bu yüzden Carter geçen hafta İsrail'in en katı ve tehlikeli hasmı Hamas'ın en etkili lideri Halid Meşal'le iki uzun görüşme yapmakla da doğru tavır sergiledi. İsrail hükümetinin alaya almasına, ABD yönetimininse Carter'a çatmasına yol açan Şam görüşmelerinin ardından, İslamcı gruptan 'İsrail'le yan yana, barış içinde yaşamak' yönündeki en açık ima geldi; Meşal, Filistinlilerin İsrail'in 1967'deki altı gün savaşlarında ele geçirdiği topraklar üzerinde bağımsız bir Filistin devletini kabul edebileceklerinden dem vurdu.
2006'da milliyetçi rakibi Fetih karşısında çarpıcı bir seçim zaferi kazanan Hamas, daha önce de Arap Birliği'nin önerdiği barış planının görüşülmesine destek vermişti; plan, İsrail'in ele geçirdiği Arap topraklarından tamamen çekilmesi karşılığında tam barış sağlanmasını içeriyordu. İsrail bu öneriyi kabul etmedi ve (ABD'nin desteğiyle uluslararası onayı arkasına alarak) Hamas'ı boğmak için harekete geçti.
Seçilmiş Hamas hükümeti, Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas'la iktidar mücadelesinin Hamas'ın geçen haziranda Gazze'yi kanlı bir biçimde ele geçirmesine (ve ABD'nin silahlandırıp İsrail teşvik ettiği Fetihli savaş ağalarının yenilgisine) yol açmasını takip eden kuşatma sonrası, yaptırımlarla ve gerçekçi olmayan taleplerle yüz yüze geldi.
Carter'ın, İsraillilerin üçte ikisinin de paylaştığı yaklaşımı şu: İsrail'in Filistin halkının yarısıyla savaşıp diğer yarısıyla barış yapmayı umut etmesi mümkün değildir; eğer bu ihtilafa günün birinde bir çözüm bulunacaksa, Hamas da bunun bir parçası olmak zorundadır.
Elbette İslamcıların İsrail devletinin varlığını tanımaları gerekiyor, fakat üzerinde uzlaşılmış iki devletli bir çözümün sonucu olarak, Hamas'ın ilk önce daimi bir İsrail yayılmasını kabul etmesi gerektiğine yönelik talep gerçekçilikten ve meşruiyetten yoksundur.
Hamas'ı yalıtma miyop bir politika
Abbas İsrail ve ABD'nin bütün ön şartlarını yerine getirdi ve iki ülke hâlâ onun altını oymakla meşgul. İsrail Annapolis'in düzenlendiği sırada bile daha fazla Yahudi yerleşimi inşa etmek için harekete geçti. Filistin liderinin şiddetten uzak duran politikasına gösterebileceği hiçbir gerekçe yok.
Bununla birlikte görüşmelere dahil olmanın bir ön şartı mahiyetinde Hamas ateşkes ilan etmek (ki İsrail de bu ateşkese uymalı) ve sivillere yönelik bütün saldırıları durdurmak zorunda. İslamcıları yalıtma, yıkıcı ve miyop bir politika. Fakat bu kesinlikten uzak açıklamalara bakıp Hamas'ı ciddiye almak için de henüz erken.
Kaynak: Radikal