Trajik bir hata, umursamaz bir katliam ya da Türkiye hükümetine zarar vermek için kasti bir girişim mi? 28 Aralık’ta Türk savaş uçakları Kürtler tarafından kontrol edilen Kuzey Irak’la sınırda bir grup Kürt sivile bomba atıp 34’ünü öldürdüğünde, bu sorular dile getirildi. Olay yerine yakın Şırnak kentindeki güvenlik yetkilileri, sivil ve askeri yetkililer arasındaki işbirliği eksikliğini suçladı. Bir yetkili, ‘’Bombalamadan saatler sonra Şırnak Valisi’nin neler olup bittiğinden hâlâ haberi yoktu’’ dedi.
Yaşları 13 ila 28 arasında değişen kurbanlar, yerel yetkililerin tam bilgisi dahilinde rutin olarak Irak’tan sigara ve mazot kaçakçılığı yapan Türkiye’nin güneydoğusundan köylülerdi. Kaçak malları taşıyan 80 katır da onlarla birlikte can verdi. İronik biçimde kaçakçılar, bombardımanın görünüşteki hedefi olan ayrılıkçı PKK isyancılarına karşı silaha sarılmış devlet yanlısı milisler olan koruculardı aynı zamanda.
Hapiste bekleyenler
Protesto için ülke çapında binlerce Kürt sokaklara döküldü. Kürt yanlısı Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) lideri Selahattin Demirtaş, hükümeti Kürt halkına gözdağı vermek için masum sivilleri kasten katletmekle suçladı. Kaçakçı köylerinden birinde bir çadır, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ‘katil’ diyen bir pankartla örtüldü.
Kısa süre öncesine kadar bazıları, farklı türde bir komplodan şüphe edebilirdi: Ilımlı İslamcı AKP hükümetinin itibarını sarsmaya azmetmiş darbe peşindeki subayların komplosu... Böylesi gaddarlıklarla suçlanan 30’u görevdeki general olan yüzlerce subay, Erdoğan’ı devirmeye yönelik Ergenekon denilen komployla bağlantılı olarak hapiste yargılanmayı bekliyor. Bu hafta sorguya çağrılan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un da tutuklanacağına dair söylentiler aldı başını gitti (*Başbuğ, 7 Ocak sabahının ilk saatlerinde tutuklandı).
Lakin Erdoğan, mevcut Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’i savunmaya koşup, Şırnak’taki kurbanların ailelerine tazminat ödeme taahhüdünden ötürü kendisine teşekkür etti. Telaşla bir dizi araştırma-soruşturma açıldı ama henüz kimsenin kellesi alınmadı. Erdoğan kurban ailelerini ziyaret etmediği gibi, ölümler için özür de dilemedi. Dahası, grubun PKK’lılarla silahlarını aralarına alıp sakladıkları varsayımıyla hedef alınmış olabileceğini ima etti. Kaçakçıların genellikle 40’lı değil, 3-4 kişilik gruplar halinde hareket ettiğini söyledi. 2010’da insansız hava uçaklarının sınırda çok sayıda PKK isyancısının varlığını açıkça göstermesine rağmen aynı bölgede Türk askerlerine yönelik iki ölümcül saldırıyı önlemeyi beceremediğine dair haberler yüzünden ordu rezil olmuştu. Anamuhalefetteki CHP’nin milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ‘’Başbakan, aralarına kötü adamlar karışmışsa masumların öldürülmesinde sakınca yoktur demeye getiriyor’’ gözleminde bulundu.
Kürtleri kucaklamak
Bu tür iddialar abartılı olabilir ama Erdoğan’ın Kürtlere karşı çok daha fazla sertleştiğine şüphe yok. Son aylarda PKK’yı felç etme kampanyası çerçevesinde BDP’li belediye başkanları, gazeteciler, avukatlar dahil binlerce Kürt yanlısı eylemci hapse atıldı. Ordu, Türkiye içinde ve Kuzey Irak’ta operasyonlarını yoğunlaştırıp aralarında üst düzey komutanların da bulunduğu yüzlerce isyancıyı öldürdü. Hükümetle hapisteki lider Abdullah Öcalan dahil PKK arasındaki gizli görüşmeler geçen yaz çöktü. Tutuklulara muameleyle ilgili uluslararası sözleşmeler ihlal edilerek Öcalan, avukatlarıyla görüştürülmüyor, ki avukatların çoğu da artık hapiste. Gelecek haftalarda Avrupa Konseyi’nin bu durumla ilgili resmi şikâyette bulunması bekleniyor.
PKK’ya yakın kaynaklar, askeri kampanyanın örgütü zayıf düşürdüğünü kabul ediyor. İsyancıların geleneksel destekçileri Suriye ve İran, kendi sorunlarının batağına saplanmış vaziyette. Bazıları, PKK’nın müzakere masasına oturmaya mecbur bırakılabileceğini bile düşünüyor. Bu, Başbakan Erdoğan’ın uzun zamandır vaat ettiği yeni demokratik anayasanın önünü açabilir; yeni anayasa, modern Türk tarihinde ilk kez Kürtleri tam manasıyla kucaklayabilir. Ancak şimdilik, Şırnak’ta öldürülenler için özür dilemek ve sorumluları cezalandırmak iyi bir başlangıç olabilir. (7 Ocak 2012)
Kaynak: Radikal