Ortadoğu Afganistan'dan Türkiye'ye dek sorunlara sahne olurken Filistin'i kenara bırakmak kolay olabilir. Ancak bu ihtilafı çözmek Doğu-Batı ilişkilerinde yeni sayfa açar.
Dünya Ortadoğu'da barış umutlarına dair lafları dinlemekten usandı. Yeni bir büyük resesyondan nasıl kaçınılacağı, iklim değişikliğinin nasıl önleneceği ve nükleer silahsızlanmanın nasıl ilerletileceği gibi çok daha acil birçok görev yok mu? Hatta Ortadoğu'da çok daha önemli sorunlar yok mu?
Cihatçılar Afganistan ve Pakistan'da caka satıyor ve ABD'yle NATO onlarla başa çıkmanın formülünü bulabilmiş değil. İran hileli seçimin ve muhalefetin bastırılmasının ardından diken üstünde. Tahran'ın teokratları açtığı temas kapısını ABD Başkanı Barack Obama'nın suratına çarpıyor.
Bilhassa İsrail İran'ın nükleer tesislerini bombalama tehdidini hayata geçirirse savaş yönünde gerçek bir risk söz konusu. Yemen infilak ediyor. Güneydeki aşiretlerin ayrılmasıyla patlak verecek bir savaş İranlıları, Suudileri ve diğerlerini içine çekebilir ve Arap yarımadası bir mini-Kongo haline gelebilir.
Ve Türkiye var: Daha ziyade siyasi bir dramaya benziyor, fakat gerek bölge gerek Batı için çok önemli meselelere gebe bir drama. Fransa ve Almanya'nın Ankara'nın AB çabasını yüz geri etmesi ülkeyi Doğu'ya itiyor.
Paradoksal olan şu: Tayyip Erdoğan'ın yeni-İslamcı hükümeti doğudaki Türkiye'yi batıya taşımaya muktedir görünürken, Avrupalılaşmış Türkler Avrupa'dan uzaklaşıyor. AB aklını başına toplayıp Türkiye'nin Ortadoğu'da kaydettiği diplomatik başarıları bölünmüş kişilik göstergesi yerine stratejik hazine olarak görürse, kentli Türklerin yaklaşımları değişecektir.
Bu arkaplanda İsrail-Filistin ihtilafı yerel bir çıbanbaşı gibi görülebilir. Son dönemde taş kalpli İsraillilerle bölünmüş Filistinlilerin kendi başlarının çaresine bakması gerektiği söyleniyor. Önceki başkanlar gibi Obama da iki tarafı hiçbir şey üzerinde uzlaştıramadı. Ancak güç, kaynak, diplomatik ve mali destek açısından böylesine eşitsiz konumdaki iki tarafın kendi başlarına anlaşabileceğini öne sürmek ikiyüzlülük. Filistinliler işgal altında ve üzerine kendi devletlerini inşa etmeyi umdukları toprak günden güne kemiriliyor.
Kutsal Toprakları iki devlete bölme ihtimali kısa süre içinde yok olacak, belki de çoktan yok oldu. İki devletli çözüm sağlanmazsa Filistinliler adaletten mahrum bırakılacak ve bir nüfus diğerini geçerken bunun demokratik bir Yahudi devleti olarak İsrail'e de maliyeti olacak. Bu ihtilafın çözülmesi ABD ve Batı'nın Arap ve Müslüman dünyayla ilişkilerinde yeni sayfa açabilir. (Başyazı, 23 Aralık 2009)
Kaynak: Radikal