Britanya başbakanının kabineyi yeniden düzenlerken bile bakanlar üzerinde otorite ortaya koyamaması, hükümetin acilen değişmesi gerektiğinin yeni bir göstergesi oldu

Siyasi hayatının en kötü hafta sonunun bitiminde Britanya Başbakanı Gordon Brown hâlâ ayakta - şimdilik. Soruysa hâlâ yönetip yönetemeyeceği. Bu soru yanıtlanmalı, zira sorunları göz önüne alınırsa, Britanya'nın ekmek su misali yeni bir hükümete ihtiyacı var. Sandıkta hezimete uğraması ve kabinesinden ayrılıklar yaşanması sonrası başbakanın otoritesi dibe vurdu. Cuma günkü yeniden düzenleme beceriksizliğinin de gösterdiği gibi, Brown'ın kendi kabinesini seçme gücüne sahip olmadığı ortada. Muhafazakâr Parti lideri David Cameron'ın bakanların kendilerini yeniden düzenlediği şeklindeki şakası, hedefi tam on ikiden vurdu.

İçişleri Bakanı Jacqui Smith ve iletişim bakanı Hazel Blears zaten gitmek zorunda kalacaktı. Harcama skandalının ardından ikisi ıskartaya çıkmıştı. Fakat zamanı kendileri seçti. Çalışma ve emeklilik bakanı olarak istifa ederken başbakana kenara çekilmesini söyleyen James Purnell de tartışmanın kavramlarını seçti. Geçen yaz Brown'ı koltuğundan etmek yönündeki yarım yamalak çabasıyla güç kaybeden David Miliband, bu koşullarda yerine kazık çakabilir ve dışişleri bakanlığını bırakmayı reddedebilir. Brown'ın yapmayı başardığı birçok tercih boş görünüyor. Lord Mandelson'ın ticaret bakanlığını abartmak biraz dağı Muhammed'e getirmeye benziyor. Sir Alan Sugar'ı 'iş dünyası çarlığına' getirmekse son bir caka satma girişimi: Hükümet bir reality-show misali eriyor.

John Hutton'ın savunma bakanı olarak kaybı (ki Britanya'nın Afganistan'da savaş verdiği ve savunma politikasının yakın zamanda gözden geçirileceği bir dönemde en önemli bakanlık bu), doğru düzgün bir açıklama gerektiriyor. Altıncı savunma, dördüncü dışişleri ve altıncı içişleri bakanını belirleyen İşçi Partisi, artık iyice lakayt bir görüntü arz ediyor.

İşçi Partisi'nde lideri devirmeyi zorlaştıran şey sadece parti kuralları değil; bu isyan yaralamak istiyor, fakat darbe indirmekten korkuyor. Brown'ın etrafındaki tükeniş işaretleri, John Major'ın görevinin sonuna doğru altının oyulma biçimini hatırlatıyor. Major kaderini 'ya destekleyin ya indirin' tarzında bir yarışa bağlayıp galip çıkmıştı. Brown aynısını yapmak zorunda. Yeni kabine düzenlemesinde otoritesini tekrar kurmayı başaramadı. Avrupa seçimlerinde hezimetle yüz yüze. Ya partisinde net çoğunluğa hükmedebildiğini göstermeli ya da genel seçimin önünü açmalı. (Başyazı, 5 Haziran 2009)

Kaynak: Radikal