Iraklı gazeteci Zeydi'nin savaş suçlusu olan Bush'a ayakkabı atması meşru bir direniş eylemiydi. Arap dünyasındaki bütün basın kuruluşları, Zeydi serbest bırakılana dek onunla dayanışma kampanyası başlatmalı.

ABD Başkanı George W. Bush 'veda ziyareti' adı altında Irak'a giderken, aslında bir suçlu olarak suç mahalline gidiyordu. Bush, bütün bir vatan, millet ve dünyaya karşı suç işledi. AB başkanı uluslararası yasalar ve belgelere göre bir savaş ve soykırım suçlusu. Cenevre Sözleşmeleri 22 tür suçu savaş suçu olarak görüyor ve bunları işleyenler savaş suçlusu sayılıyor. Bush'un Irak'ta bunların hepsini işledi. ABD başkanı 1,5 milyon Iraklı'nın ölümünden bizzat sorumlu. Elleri onların kanına bulandı. Bush, 5 milyondan fazla Iraklı'nın evinden olmasının, ülkelerinin dışında veya içinde mültecilere dönüşmesinin de sorumlusu. Irak ve Irak dışında, en iğrenç işkence suçlarının ve insanlığın saygınlığının ayaklar altına alınmasının sorumlusu. Irak'ın yıkılmasının ve parçalanmasının, mukadderatının kanlı ve mezhepçi zümrenin eline konulmasının sorumlusu.

Bu nedenle arkadaşımız Muntezer Zeydi Bush'a ayakkabılarını fırlattığında, aslında bir savaş ve soykırım suçlusuna, kendisine yakışan tek yöntemle veda etmiş oldu. Zeydi bunu yaptığında bütün Iraklıların, Arapların, Müslümanların ve şerefli insanların yapmak istediklerini ifade etti sadece. Bize ve insanlığa karşı işledikleri suçlardan sonra, onların Bush ve bütün yönetimi hakkındaki görüşünü somutlaştırdı. Arap vatandaşların Zeydi'nin ayakkabıyla direniş eylemine karşı gösterdiği büyük sevgi bu durumu açıklıyor. Üstelik bu, sadece Araplarla sınırlı kalmayan uluslararası bir sevgi.

Burada Amerikalı yazar David Swanson'ın eylem hakkında yazdıklarının bir bölümünden alıntı yapmak yeterli: "Zeydi bu hareketiyle gazetecilerin dünyadaki itibarını yeniden kesis etti. Bir gazeteci olarak görüşünü uluslararası dille, yani televizyon diliyle ifade etti. Sadece iki ayakkabıyı fırlatarak, bu gazeteci dünyaya New York Times'ın ve Pentagon'un ücretli yorumcularının kitle imha silahlarına dair yayımladıkları binlerce yalandan daha dürüst bilgiler sundu." Amerikalı yazar ayrıca şöyle diyor: "Zeydi'nin verdiği mesajın bir kısmı şöyle: Milyonlarca insana yaptığınız haksız muamelenin sonuçlarından sizi hiçbir teknoloji, silah ve propaganda kurtaramaz."

Hukuk 'ayakkabı direnişini' yasaklamıyor
Amerikalı yazarın uzun makalesinde yer alan ifadeler böyle. Zeydi ayakkabı eylemini gerçekleştirirken, sadece meşru direniş hakkını kullandı. Onun yaptığı, uluslararası hukukçuların da teyit ettiği üzere uluslararası hukukun teminat altına aldığı meşru direniş eylemlerinden biri. Zira uluslararası hukuk, işgale bütün yöntemlerle direnmeyi kabul ediyor. Uluslararası hukuk bu meşru haktan ayakkabıyla direnişi istisna tutan bir metin de içermiyor. Bu nedenle Zeydi cezalandırılması gereken bir suç işlemedi.

Şu an önemli olan şu: Arap dünyasındaki bütün basın örgütlerinin ve insan haklarıyla ilgili hukuk örgütlerinin, arkadaşımız Zeydi'yle dayanışma içine girdiklerini açıklamaları ve kendisinin derhal serbest bırakılmasını istemeleri gerekir. Bu eylemle dayanışma kampanyası başladı. Zeydi hepimizin hislerini ifade etti ve bu mesajı hepimizin adına verdi. Bu nedenle, sadece onu ve yaptığı şerefli eylemi savunmak için değil, aynı zamanda saygınlığımızı ve hakkımızı savunmak amacıyla da serbest kalana dek onunla dayanışma kampanyası yürütmeliyiz. (Bahreyn gazetesi Ahbar El Haliç, 16 Aralık 2008)

Kaynak: Radikal