Obama yönetimi, sınırlarında 'sıfır sorun' gibi ihtiraslı bir hedef üstlenen Ankara'yla ittifakı güçlendirerek bölgede büyük avantaj elde edebilir.

Barack Obama'nın 44. ABD başkanı seçilmesini kutlamak için Türkiye'nin ücra bir ilindeki köylüler 44 koyun kesti. Bu uzak bir diyardan gelen küçük bir jestti, ama büyük bir mesaj taşıyordu: İlişkilerin hayata döndürülmesi umudunu. Kamuoyu yoklamalarına göre, bu NATO müttefiki ve Ortadoğu forveti ülkede Amerika'ya dair sempati dünya sıralamasının en altında. Bu genel olarak Irak işgali ve ilgili sorunlardan kaynaklanıyor. Yeni yönetim, bu laik Müslüman demokrasiyle ilişkileri tamir eder ve ülkelerin çıkarlarının çakıştığı gergin bir bölgede Türkiye'nin rolünün büyük avantajına sahip olursa iyi yapar.

Türkiye'nin kuzeyinde, donmuş ve sıcak çatışmaların mekânı olan otoriter Rusya ve Kafkas ülkeleri var. Doğusunda enerji zengini Hazar Denizi havzası, İran ve nükleer programı, onun ötesindeyse Afganistan var. Doğruca güneyde de bölgedeki iki sıkıntılı ülke konumundaki Irak ve Suriye yer alıyor.

Ankara, sınırlarında 'sıfır sorun' diye nitelenen ihtiraslı hedefi üstlendi ve muhitin sorun gidericisi olmaya çalışıyor. Moskova'nın ağustosta Gürcistan'a girmesinden sonra bölgesel bir diyalog önerdi, ama Gürcistan, kendisini nededeyse bir lokmada yutacak haldeki Rus ayısıyla konuşmakla ilgilenmedi.

'Light Osmanlı' politikası
Türkiye, Suriye ve İsrail'i Golan'la ilgili müzekere için masaya getirdi. Geçen hafta Pakistan ve Afganistan liderlerini terörle mücadele görüşmeleri için ağırladı. Son olarak Osmanlı İmparatorluğu altında Ermenilere yönelik 1915 katliamlarına dair tartışmalı bir tarihe rağmen, Ermenistan'a elini uzatıyor. Şimdi ABD ve İran arasında arabuluculuk öneriyor ve İran açmazının merkez sahnesi olan BM Güvenlik Konseyi'nde geçici üye seçildi.

Türkiye Avrupa ve Ortadoğu arasında alternatif bir doğalgaz hattı için topraklarını önerdi, komşularıyla ticareti büyük ölçüde artırdı ve Afrika'da onlarca elçilik açıyor.

Bu diplomatik ve ekonomik yayılmayı, 'Light Osmanlı' diye adlandırabiliriz.
ABD'nin Türkiye'nin yeni rolünden (İsrail-Suriye görüşmelerinde bölgeyi değiştirecek bir adım da dahil) kazanacağı çok şey var. Ve Türkiye ABD Irak'tan çekilirken önemli bir aktör olacak. Ankara ABD'yi, Kuzey Irak'taki Kürt teröristlerin Türkiye'ye saldırılarını durdurmak için yeterince şey yapmamakla suçluyor. Gerilim tatlıya bağlansa bile yine de yol Türk başkenti kadar engebeli olacaktır. ABD seçimi sırasında Türk televizyonu yeni Kongre'nin Ermeni katliamlarını soykırım olarak kabul eden tasarıyı -Obama'nın lütfuyla- geçireceği beklentisinden dolayı tedirgindi. Türkiye iddiayı tereddütsüzce reddediyor.

Ancak Ankara buna odaklanarak, soykırım tartışmasını kendisinin çözmesi gereken bir sorunken ABD'nin sorunu yapıyor. İnsan hakları ihlalleri dahil halledilmesi gereken diğer meselelerde de sabit fikir söz konusu.

ABD Türkiye'nin Soğuk Savaş günlerinin otomatik müttefiki olmasını da beklememeli. Rusya Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı ve iktidardaki Müslüman parti bölgedeki Müslüman kardeşleriyle daha derin bir yakınlık hissediyor. Türkiye komşularına yeni bir dikkat yönelterek, Batı'ya bağlılığını dengelemeye teşebbüs ediyor. Bu hakikaten netameli bir denge, ama aynı zamanda Washington'ın yararlanabileceği bir denge. (Başyazı, 8 Aralık 2008)

Kaynak: Radikal