Devletlerin sır ve bilgi hazineleri sadece çöküş döneminde açılır, ancak istisnai bir durumla karşı karşıyayız. Amerikan imparatorluğunun çamaşırları herkesin önüne saçılıyor ve hiçkimse süper gücün bunu nasıl engelleyemediğine anlam veremiyor. Birçokları, Amerikan hükümetinin basit bir ’musluk sızıntısını’ bile durduramadığını düşünüyor.
Bize ABD’nin demokrat ve özgür olduğunu söylemeyin. Mesele ulusal güvenlik olduğunda bu argüman kabul edilemez. Geçmişte filmler veya kitaplar yasaklandı, gazetelere el konuldu. Bu olaylarda söz konusu olan tehlike, çeyrek milyon belgeyle karşılaştırılamaz. Ve belgelerin sızmasının ardından kimse bir şey yapmadı. Bu durum bazılarını belgelerin bir başka Amerikan komplosu olduğunu düşünmeye sevk ediyor. Bu kimseler ABD’nin birkaç kişinin kendisiyle alay etmesini önleyememesine inanamıyor.
Amerikalı yetkililer bir süreden beri bu sorunla nasıl mücadele edileceğini konuşuyor. Ancak ‘elektronik sızıntı’yı önlemek kolay bir iş değil. Peki güvenlik temelli bir çözüm hakkında ne demeli? Burada Beyaz Saray’ın danışmanlarını dinlediğini düşünüyorum. Zira bazı danışmanlar WikiLeaks’a herhangi bir ‘saldırı’ düzenlenmesinin halk öfkesiyle karşılaşacağına ve belgelerin yayımlanmasını yine de engelleyemeyeceğine dair uyarıda bulundu.
Tek örnek değil
Nihayetinde ‘büyük devlet’in bilgi sistemi çöktü. Modern çağda İran Şahı’nın düşmesinin ardından Humeyni’nin devrimcileri parçalanmış belgeleri toplamış ve önceki rejimi ifşa etmişti. Doğu Almanya rejimi düştüğünde de insanlar ulaşabildikleri belgeleri yağmalamıştı. Irak’taysa askeri tümenler resmi kurumlara saldırdı, sandıklarda depolanabilenleri topladı ve sınıflandırılması için dışarıya gönderdi. Ancak Saddam rejimi hakkında çok az şey yayımlandı. Iraklı milisler bazı Arap elçiliklerinin duvarlarını aşıp resmi arşivleri yağmaladı. Bu arşivlere ne yaptıklarını bilmiyoruz. Fakat Amerikan Dışişleri bitirici bir darbeyle düştü... (Londra’da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, 2 Aralık 2010)
Kaynak: Radikal