İsrail’in Akdeniz’in uluslararası sularında sergilediği son eşkıyalığın ortaya çıkardığı tablo şudur:
1. İsrail’i bir ‘devlet aklı’nın değil, ‘fanatizm’in yönettiği artık inkâr edilemez şekilde ortaya çıkmıştır. İsrail’i devlet adamları, siyasetçiler falan değil, ‘fanatik mollalar’ yönetmektedir.
2. Amerikan yönetimi İsrail’e verdiği ‘sınırsız’ desteğinin artık ‘sınırlarına’ dayanmıştır. Kendisi ne kadar farkında bilemeyiz ama Obama yönetimi, Amerikan dış politika tarihinin en önemli kararlarından biriyle karşı karşıya. Eğer İsrail bu haliyle ABD’nin kayıtsız şartsız desteğine sahip olmaya devam edecekse Amerikan yönetimi artık bırakın ‘ küresel vizyon’u bir ‘küresel misyon’dan sözedemez.
Haydut devletin hâmiliğini yaparak dünyaya nizam veremezsiniz!
3. Türkiye-Brezilya-İran anlaşması karşısında sergilediği samimiyetsizlik İsrail’in Akdeniz’deki bu katliamından sonra da
devam edecekse Türklerin gözünde Obama yönetiminin itibarı, ‘sümüklü mendil’ mertebesindedir.
Beyaz Saray, artık bu molla yönetimine dur demezse kendi de altında kalır. Zira İsrail’in kontrol ettiği bir dünya varsa, artık kontrol edemediği bir dünya da vardır.
4- ‘Vahşet’ ve ‘küstahlık’ üzerinden yürütülen İsrail politikaları Ortadoğu’daki bütün radikal unsurlara muazzam bir meşruiyet sağlarken bütün makul aktörleri de anlamsız, işlevsiz bırakıyor. İsrail bu katliamlarına Amerikanın koruması altında devam ettiği sürece Washington’un dünyada bir ‘ terörle mücadele’ gündemi olamaz.
5. Mavi Marmara gemisine yönelik bu
saldırıdan sonra Türkiye’nin bölgedeki ve bölge dışındaki nüfûzu ve ağırlığı hiçbir başka güçle kıyaslanamayacak kadar artacaktır. Bu ‘Türk nüfûzu’, İsrail’e Akdeniz’de döktüğü kanın bedelini çeşitli zamanlarda ve zeminlerde mutlaka ödetecektir.
Zira, bu tür ‘derin kriz’lerden ‘büyük vizyonlar’ çıkartmayı başarabildiğini defalarca kanıtlamış bir Türk diplomasisi var. Burada Türk hükümetinin asıl sorumluluğu içerideki toplumsal hareketliliğin kontrolden çıkmasını engellemektir.
İsrail, bugün yel değirmenlerine savaş açmış bir Don Kişot durumundadır ve hali de hayli acıklıdır. İsrail’i yönetenlerin zamanın ruhuna anlamakta sergiledikleri acz hali hayret vericidir. İsrail’in bu aczi,
zalimin zulmünün artık sona yaklaşmakta olduğunun bir işareti sayılmalı.
Dünyadaki bütün Yahudiler birleşip, İsrail’deki akılsız ve vicdansız yönetimden İsrail’i ve bütün insanlığı kurtarmalıdır. Zira bütün dünya soruyor:
‘İsrail’ ve ‘barış’ kelimeleri hiçbir araya gelemeyecek mi? Binlerce yıllık tarihi acılarla yoğrulmuş bir millet, başka milletlere acılar çektirerek kendisini tedavi etmeye mi çalışıyor? Bu ülke, Ortadoğu’da bütün bölgeyi zehirleyen bir ‘ çıbanbaşı’ olarak mı kalacak, yoksa bölgenin öteki halklarıyla dengeli makul ilişkiler kurabilmiş, yaşama hakkına saygı bekleyen bir medeni devlet olarak mı yaşayacak?
İsrail’deki fanatik hükümetin bu son saldırganlığından sonra bir Türk atasözü ister istemez akıllara geliyor: Eceli gelen köpek cami duvarına işer! Eşkıyalık yapabilir, can da yakabilirsiniz.
Ama eşkıyalığın sonu bellidir ve eşkıyanın dünyaya hükümdar olduğu
görülmemiştir.
Kaynak: Star