Bir ülkenin karşılaşacağı en tehlikeli durum hem kendisi, hem komşuları, hem de dünya için muhtemel tehlike kaynağı olarak görülmek; merkezi yönetiminin bütün topraklarına hâkim olamaması; terörist grupların topraklarının bir kısmını ele geçirip buraları eğitim için kullanması; aşırılıkçı fikirlerin verimleştirilmesi; intihar bombacılarının üretilmesi ve havalimanlarında tespit edilmesi zor olan bombalarla donatılması için kullanılmasıdır.
Bir ülkenin başına gelecek en tehlikeli şey, kuşkuların hemen kendisine yönelmesidir. Bir intihar bambacısı kendisini patlattığında veya patlatmaya çalıştığında, bir patlamanın haberini veren konuşma kayıtları ele geçirildiğinde, eylemin infazcısı bir ülkeden geçtiğini veya orada aşırılıkçı bir imama hayranlık duyduğunu itiraf ettiğinde, bu ülkeye ve vatandaşlarına yönelik şüpheler artıyor.
Geçen yıl gazetecilere net bir mesaj verdi. 2010'da Pakistan ve Yemen'i zor sınavlar bekliyor. Bugün Yemen'in bölgeyi ve uluslararası güvenliği ilgilendiren geleceği hakkında yazmak istiyorum. Yemen'in aşırılıkçılarla hikâyesi yeni değil. Bu ülke 'Afganistan'dan dönenler' olgusuna aşina. 2000'de bir ABD savaş gemisinin Yemen yakınında patlatılması bir işaretti.
Bir sonraki yıl düzenlenen 11 Eylül saldırıları Yemenlilerin katılımını gözler önüne serdi. Irak'ta kendilerini patlatan intiharcı Yemenliler bu izlenimi güçlendirdi. 2006'da bir Yemen cezaevinden 23 aşırılıkçı mahkûmun kaçması yeni bir işaretti. Bu isimlerin yanı sıra Suudi ve Somalili unsurlarla Guantanamo'dan dönenler 'Arap yarımadasındaki Kaide' örgütünü doğuracaktı.
ABD Başkanı Barack Obama'nın, bir Amerikan uçağını patlamaya çalışan Nijeryalı'nın Yemen'den geldiğini ifade etmesi basit bir olay değil. Kaide'nin kendisi de sorumluluğu üstlenip, Yemen'deki mevzilerini hedef alan saldırılara misilleme yapmak istediğini belirtti. Kaide birçok sebepten ötürü Yemen'de kendisine yer bulmaya çalışıyor. Yemen'in engebeli coğrafyası Afganistan'ı hatırlatıyor. Ülkenin nüfus bileşeni devletin ve kurumlarının bazı bölgelerdeki varlığını sınırlı kılıyor. Yemen bölgedeki en fakir ülkeler arasında. İşsizlik oranı yüzde 30 ve okuryazar oranı düşük.
Somali başka, Yemen başka
Dahası, Yemen demek Kızıldeniz, Bab el Mendeb Boğazı ve Suudi Arabistan sınırı demek. Kaide'nin Suudi Arabistan ve Irak'ta yaşadığı aksiliklerden sonra bu seçeneğe başvurması şaşırtıcı değil. Örgüt Yemenli yetkililerin kuzeydeki isyanla iştigal etmesinden ve güneyde ayrılma çağrıları yapanlarla yaşanan tehlikeli krizin işaretlerinden yararlanıyor.
Bölge, çekişmeleri sınırlar ötesine uzanan, bölünmüş bir Yemen'le yaşayamaz. Arap ülkeleri Yemen bölünürse kapılarını çalacak tehlikeyle yüzleşmekten de kaçamaz. Yemen'e destek vermek için hâlâ çok geç değil. Gergin cephelerinin çeşitliliğine rağmen devlet kurumları hala kenetlenmiş durumda.
Bu yıl Yemen'in yılı, Yemen'i kurtarma yılı. Arapların dağılmış Somali'yle birlikte yaşaması küçük savaşları, 'El Şebab' örgütünü ve korsanlığı doğurdu. Ancak Araplar, dış müdahaleleri mıknatıs gibi çeken, intihar bombacıları üreten ve mezhep savaşlarıyla kıvranan dağılmış bir Yemen'le birlikte yaşayamaz. (Londra'da Arapça yayımlanan Hayat gazetesi, 4 Ocak 2010)
Kaynak: Radikal