1

Zemzem

"Zemzem" ile ilgili kısa bilgiler vermek lazım. Hz. İbrahim (a.s.)'in eşi cariye kökenli Hacer oğlu İsmail ile bugünkü Ka'be'nin bulundugu yerde aç ve susuz kalınca Allah'ın yardımıyla zemzem suyunu buldu. Bu son derece öğretici olayın hikayesini Buhari, Enbiya, 8. hadiste bulmak mümkün.

İslam inancına göre zemzem mübarek bir sudur. Zemzemle ilgili sahih rivayetler vardır: Bir adam Ebu Abbas'ın yanına gelir. Ona nereden geldiğin sorar, Adam "-Zemzem'den" cevabını verir. İbn Abbas:

-Onu layık-ı vechiyle içtin mi? der. Adam:

-Nasıl? diye sorar. İbn Abbas şöyle der:

Zemzem içerken kıbleye döneceksin. Besmele çekeceksin, üç kere nefes alıp içeceksin. Bitirince Yüce Allah'a hamdedeceksin. Zira Allah'ın Rasulü (s.a.) şöyle buyurdu: 'Münafıklarla aramızda fark, onların zemzemi kana kana içmemeliridir." (Prof. İbrahim Canan, Kütüb-ü Sitte-Hadis Ansiklopedisi, XVll, 399.)

Yine Hz. Cabir'den rivayetle Allah'ın Rasulü (s.a.) şöyle buyurdu: "Zemzem suyu ne katsatla içilirse,o maksatla faydalıdır." (Age, aynı yer.)

2

İçki (rakı)

Önce konuyla ilgili ayetleri zikredelim: "Ey imân edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz. Gerçekten şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?" (5/Maide, 90-91. Ayrıca bkz. 2/Bakara, 219.)

Ayet açıkça içkiyi (bilumum alkollü içecekleri) "şeytanın işi pislik (rics)" olarak nitelendirmektedir. Hükümler aslında son derece ağırdır. Yasa koyuçu (Şari') önemine binaen, başka bir ifadeyle sebebiyet verdiği zararlar dolayısıyla içki üzerinde ayrıntılı olarak durmuştur.

Konuyla ilgili hadisler de hükmün ağırlığını teyid edici mahiyettedir:

Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurur: "Sarhoşluk veren her içki (içecek) haramdır. Tek yudumu (dahi) haramdır." (Buhari, Eşribe, 4; Vudu, 71; Müslim, Eşribe, 67-68.) "Sarhoşluk veren herşeyi yasaklıyorum" (Buhari, Megazi, 60; Müslim, Cihad, 7.) İçkiyle ilgili 10 kişiye lanet edilmiştir: "Sıkana, sıktırana, içene, sakilik yapana (imalattan tüketiciye kadar), taşıyana, taşıtana, satın alana, bağışlayana, parasını yiyene." (Tirmizi, Buyu', 59; İbn Mace, Eşribe, 6.)

Kısaca bu ayet ve hadislerder çıkan sonuç şudur: İçki kesin olarak haramdır, şeytan işi pisliktir ve cezası ağırdır.

3

Zemzem ve rakı

Şimdi bu iki nesneyi bir araya getirmek mümkün mü? Tabii ki hayır. Biri mübarek diğeri pislik. Pekiyi, söz konusu iki nesneye isim olan iki kelimeyi yanyana getirmek isteyen birinin amacı ne olabilir? Muhtemelen üç seçenek düşünülebilir:

1) Bir durum tespiti yapmak ister: Her iki nesne de sıvıdır.

2) Bir hükmü belirtmek ister: Zemzem helal ve mübarek, içki haram ve pisliktir.

3) Mantıksal bir ilkeyi hatırlatmak ister: İki zıt bir araya gelmez (zıddani la yectemiani.)

Fakat şaşırtıcı bir biçimde dördüncü bir seçenek olarak her iki nesnenin "toplumsal barış, siyasi istikrar ve bir arada yaşama"ya 'olumlu örnek' göstermek amacıyla bir arada zikredenler de var: "Yarın zemzem ve rakı yan yana içilecek."

Bu iki karşıt nesneyi dördüncü seçenek olarak bir araya getirenin kimliği söz konusu seçenek kadar önemlidir. Dinin hükümleri konusunda cahil biri olsa, güler geçersin; laikçi-şarapçı biri olsa bir yerde anlarsın. Ama bu ağır hükmü dile getiren bir ilahiyatçı ise, burada durur, düşünürsün.

MÜ İlahiyat Faklütesi öğretim üyesi iken 22 Temmuz 2007 seçimlerinde siyasete atılan ve şimdi TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi olan Ak Parti milletvekili Prof. Necip Taylan, Hürriyet yazarı Yalçın Bayer'le Tekirdağ Malkara'da yaptığı sohbet sırasında şunları söylemektedir: "Toplumun farklı kesimleri uzlaşacak derken göstergeleri ortada. Bakın farklı kesimler artık bir araya geliyor. Başı açık kızlarımız başörtülü kızlarımızla kol kola gezebiliyor. Sizler içki içerken, 'akademik' konuları konuşabiliyoruz. Yarın zemzem ile rakı yan yana içilecek. Benim öngörüm bu..." (Yalçın Bayer, Hürriyet, 26 Ağustos 2008.)

Yeni Şafak'tan Salih Tuna'dan başka (27 Ağustos) bu konuyu gündeme getirene rastlamadım. İlahiyatçılardan, bilginlerimizden, yazarlamızıdan, "yandaş medya"dan çıt yok!

Konuyla ilgili hüküm vermeyi hala bir iddiası ve davası olan Müslümanlara bırakıyorum. Sadece uğramakta olduğumuz dejenarsoyunun hangi boyutlara ulaştığına dikkat çekmekle yetinmek isterim. Ben kişisel olarak ve samimiyetle korkmaya başladım. Eğer artık bu yakıştırmalar yüzlerce sene İslam'ın bayraktarlığını yapmakla gurur duymuş bu ülkede rahatça yapılıyor ve tepkiyle karşılanmıyorsa, Allah'ın sillesi yakındır. "Allah'ın emir gelinceye kadar bekleyelim!"