Suriye, oldukça önemli iç ve bölgesel gelişmeler sebebiyle İran ile Türkiye arasında işbirliği ve ortaklık ilişkilerinin güçlenmesinde eksen rol oynamıştı.Fakat şimdi iç siyasi krizi sebebiyle Suriye'nin, İran-Türkiye ortaklık ilişkilerini iki ülke tarafından kaçınılmaz bir gözden geçirmeye iten önemli bir etken olduğu görülüyor.

Lübnan'daki Hizbullah'ın katılımıyla İran'la koalisyon ilişkilerine giren ve bu koalisyon kanalıyla Arap 'ılımlılık ekseniyle' mücadelede 'direniş ekseni' kapsamında birçok sorunla mücadele edebilen Suriye, Türkiye ile de iki ülke için oldukça hassas şartlarda benzeri görülmemiş ortak ilişkiler kurabildi. Türkiye'nin bölgeye ve özellikle de İsrail'e yönelik politikalarındaki önemli dönüşümlerle birlikte gelen bu ortaklık, İsrail'in 2006 yazındaki Lübnan savaşı, İsrail'in 2008-2009 Gazze saldırısı ve 2010 yazında 'Özgürlük Filosu 1' etrafındaki Türk-İsrail çatışması sırasında güçlü şekilde kendini gösterdi. Suriye bu Türk dönüşümlerinde temel eksendi.

Suriye-Türkiye ortaklık ilişkilerinden önce İran'ın Türkiye ile ilişkileri, işbirliğinden rekabete uzanan bir çerçeveyle sınırlıydı, ancak bu çerçeve Türkiye'nin NATO ile bağlantıları ve Siyonist oluşumla stratejik ortaklık ilişkileri gölgesinde şüphe ve güvensizlikle doluydu. Fakat Suriye-Türkiye yakınlaşması ve İran'ın önem verdiği sıcak Arap dosyalarında Türkiye'nin performansının büyümesi, Tahran'ın Türkiye'ye daha fazla açılmasına yol açtı. Ekonomik ilişkiler, stratejik ortaklık arzulayan kapsamlı işbirliğine geçti, iki ülkenin 'Suriye katalizörü' kanalıyla İran, Türkiye, Irak ve Suriye'ye uzanan dörtlü stratejik eksen kurma arzularını birleştirdi.

Suriye krizine yönelik İran ve Türk değerlendirmesindeki uçurumun genişlemesi sebebiyle şu an bu kararlılık, özellikle de bu krizin şiddetlenmesi, bölgesel ve uluslararası güçlerin krizin gelişmelerine müdahale etmesi sonrası çöküşe maruz kalıyor. İran, Suriye rejiminin gerekçelerine uyarken ve yaşananları dışarıdan destekli fitne ve komplo olarak görürken Türkiye, Suriye devlet başkanını halkın taleplerine olumlu etkileşim kurması ve kurtuluş için güç ve güvenlik çözümü yerine ulusal siyasi projeyi benimsemesine ikna etmekte başarısız kalması sonrası halkın taleplerinin yanında yer alarak tutumunu netleştirdi.

İsrail Debka istihbarat sitesinin İsrail istihbarat ve güvenlik kaynaklarından aktararak yayımladığı rapora göre, Amerikan arabuluculuğu İsrail ve Türk yetkililer arasında gizli görüşmelere önderlik etmiş. Bu görüşmeler sırasında iki ülke ilişkilerinin iyileştirilmesi ve Beşşar Esed'le mücadele edilmesi üzerinde anlaşmaya varılmış.

Acaba Türkiye koalisyonlarını yeniden değiştirecek mi? Suriye'den sonra Türk koalisyonlarındaki bu değişimin ilk bedelini ödeyecek ülke İran olabilir mi? İran'ın Suriyeli müttefikin devrilmesi veya bu müttefiki devrilmekten korumak için direkt askerî müdahale yapmak zorunda kalması halindeki zor ve sınırlı tercihlerini dikkate alırsak bu sorunun önemi daha da artıyor. Bazıları Irak'tan alternatif bir müttefik olarak bahsediyorlar. Irak kanalıyla Esed rejiminin alternatifi yeni Suriye rejimi, İran çıkarlarına düşman politikaları benimsemesi halinde abluka altına alınabilir. Yine Irak kanalıyla İran'ın Hizbullah'la bağlantısı sürdürülebilir. Ortada İran'ın alternatif stratejik bir ortaklık kurmak için Afganistan ve Pakistan'a yöneleceğinden, bu ortaklık kanalıyla ABD'nin İran'a karşı planlanan ittifakları karıştıracağından bahsedenler var. Üçüncü bir seçenek veya alternatif de İran'ın politikalarını gözden geçirmesi, Suriye'deki durumu kurtarmak ve Türk politikasındaki çöküşü kontrol altına alma girişimi içinde Arap ılımlılık ekseni ülkelerine yakınlaşması.

Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi El Haliç, 14 Temmuz 2011

Kaynak: Zaman