Michael Doran ve Max Boot
Başkan Obama’ya katılsanız da katılmasanız da Amerikan gücünün kullanımıyla ilgili olarak tutarlı bir yaklaşım formüle etmiştir. Obama doktrini, çatışma sahasına girmeyi ve kara savaşı yahut müzmin askeri işgaller olmaksızın çatışma sahasından hızla çıkmayı öngörür.
Ancak Başkan Obama, ABD’nin en çok fayda göreceği yerde, Suriye’de, kendi doktrinini uygulamıyor. Obama’nın bulunduğu zor duruma bakıp halden anlamak mümkündür. Suriye karışık bir yerdir ve özellikle de bir seçim yılında Suriye’den uzak durmak çekicidir. Fakat eylemsizlik de risklidir. Beşşar Esad’ı aşağı indirmek ne kadar erken olursa o kadar iyidir. Bunun beş nedeni:
Birincisi, Amerikan müdahalesi, İran’ın Arap dünyasındaki nüfuzunu azaltacaktır. İran, Suriye’ye yardım yağdırıyor hatta Esad’a yardım etsinler diye Devrim Muhafızlarından müşavirler gönderiyor. İran biliyor ki Esad rejimi düştüğünde Arap dünyasındaki önemli bir üssünü ve Lübnan’daki İran yanlısı Hizbullah militanlarına ikmal güzergâhını kaybetmiş olacak.
İkincisi, daha kuvvetli bir Amerikan politikası, bu çatışmanın yayılmasını engelleyebilir. Suriye’deki sivil savaş Lübnan ve Irak’taki mezhep çekişmesini zaten azdırdı ve Türk hükümeti, Esad’ı Kürtler ve Türkiye arasındaki gerilimi alevlendirmek amacıyla Kürt militanları desteklemekle suçladı.
Üçüncüsü, Amerika, Suriye’de rejim karşıtı muhalefet arasında güvenilir ortakları eğitip teçhiz ederek Suriye’nin yönetilmeyen kesimlerinde varlık gösteren ve oralarda güvenli cennet arayışında olan el Kaide gibi aşırı gruplara karşı bir siper oluşturmuş olur.
Dördüncüsü, Suriye’de Amerikan liderliği, Türkiye ve Katar gibi kilit müttefiklerle ilişkileri iyileştirebilir. Gerek Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan gerekse Katarlı mevkidaşı, ayaklanmaya öldürücü olmayan bir destekle yetindiği için Amerika’yı eleştirdiler. Her ikisi de Suriye’deki siviller için uçuşa yasak bölge ve “güvenli bölgeler” oluşturulması taraftarıdır.
Son olarak, Amerika’nın harekete geçmesi, Suriye’de feci bir insan hakları felâketini ve komşu ülkelere yük teşkil eden mülteci akınını durdurabilir. Obama bu yılın başlarında yönetimin “soykırım ve kitlesel kıyımları öngörme, engelleme ve cevap verme” kabiliyetini güçlendirme sözü vermişti. Şimdi bunu yapacağı bir fırsat var. Müttefiklerin başı çekmelerini sağlayarak da bir kara savaşına düşmeksizin eyleme geçebilir Obama.
Bölgedeki yakın dostlarımız – S.Arabistan, Türkiye, Ürdün, Katar ve İsrail – Beşşar Esad’ın mümkün olduğunca çabuk devrilmesini istiyorlar. Fransa ve İngiltere’nin Libya’da olduğu gibi yine yardıma geleceği hesaplanabilir. Ancak Amerika harekete geçmeden onlar da harekete geçmeyecektir.
BM’in harekete geçmesi için bekleyemeyiz; buna pek ihtimal yok. Hür Suriye Ordusu’nun tek başına Esad’ı devirmesini de bekleyemeyiz; bütünleşik bir örgüt değil zira. Bunların yerine, Amerika olay yerindeki en etkin, yardıma uygun ve kendilerine kolayca yardım ulaştırılabilir unsurları teşhis etmelidir.
Odak noktasında Suriye’nin en büyük ikinci şehri ve ticari merkezi Halep olmalıdır. Hür Suriye Ordusu bu şehir ile sadece 40 mil uzaklıkta bulunan Türkiye sınırı arasındaki bölgenin geniş bir kesimini kontrolü altında tutmaktadır. Türk askerleri, askeri levazım ve insâni yardım koridorunu Amerikan desteğiyle kolayca açabilirler. Halep’teki kuvvetleri yenilgiye uğratmak Beşşar Esad’a ağır bir darbe indirecek ve tarafsız kesimlere rejimin ölmekte olduğuna dair güçlü bir sinyal gönderecektir.
İkinci hedef başkent Şam olmalıdır. Fakat Halep’in aksine, bir Türk üssünden buraya kolayca ulaşılamaz. Fakat 70 mil uzaklıktaki Dera’dan ve yaklaşık beş mil uzaklıktaki Ürdün’den Şam’a ulaşılabilir. Ürdün, Esad muhalefetine bayraktarlık etmektedir. ABD, Ürdün’le çalışarak Dera’ya doğru ikinci bir koridor açabilir ve bu koridor, ayaklanmanın güney üssü olarak hizmet görebilir. Ayaklanmacılar Çarşamba günü askeri bir tesisi bombalayarak Şam’ın merkezindeki vuruş yeteneklerini sergilediler her ne kadar bunu devamlı yapamasalar da.
ABD destekli ittifak, Esad’ın yıkıcı bir cevap vermesini engellemek amacıyla ülke çapında uçuşa yasak bölge oluşturabilir; bu ise evvela Suriye hava savunmasının yok edilmesini gerektirir. Beşşar Esad, ayaklanmacılara karşı jetleri ve helikopterleri kullanıyor; uçuşa yasak bölge, Esad’ın tüm hava gücünü çabucak yere indirecektir. Uçuşa yasak bölge ileride - tıpkı Kosova ve Libya’daki isyancı savaşçılara sunulduğu gibi - NATO savaş uçaklarıyla hava desteği vermek için kullanılabilir.
Müttefiklerimiz uçuşa yasak bölge uygulamasının sürdürülmesinde başı çekebilirlerse de Libya’da olduğu gibi uçuşa yasak bölgenin kurulması için Suriye’de de Amerika’nın başı çekmesi gerekir. Suriye’nin Rus yapımı hava savunma sistemlerini asgari riskle etkisiz kılmak için gerekli silahlara sadece bizim hava kuvvetlerimiz ve donanmamız sahiptir.
“Arkadan liderlik” yaklaşımı Suriye’de de işleyebilir. Başkan Obama’nın yapması gereken sadece onu uygulamak.
Kaynak: New York Times
Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı