Suriye'de iç savaşın başlangıcında, uzun süredir Beşşar Esad'a müttefik olanların çoğu, kendi halkını katleden, gözden düşmüş bir diktatörü açık bir şekilde desteklemekten kaçındı. Uzun bir süre Şam'da karargah bulunduran Hamas, küsüp sessizce şehirden çıktı. İkmal malzemeleri hususunda Şam'a göbekten bağlı olan Hizbullah da mesafesini muhafaza etti. Ama Esad rejiminin iki seneyi geçen savaş sonrasında iktidarda tutunacağına dair emareler sergilemesiyle Hizbullah ve onun İran'daki patronları, rejimi daha açık bir şekilde desteklemeye başladı. Şimdi yüzlerce Hizbullah savaşçısı büyük Humus şehrinin yakınındaki Kusayr kasabası için verilen kritik çatışmalarda Suriye askerlerinin yanında savaşıyor. Onlarca "şehit", ceset torbaları içinde memleketleri Lübnan'a gönderiliyor.

Hizbullah, Suriye'de aldığı bu risklerle kendisini ciddi geri tepmelere açık bırakıyor. Hizbullah'ın Lübnan'daki inandırıcılığı hep onun İsrail karşıtı güç olarak duruşuna bağlı oldu; onun itibarı, İsrail silahlı kuvvetlerini 2000'de Lübnan dışına sürdüğü ve 2006'da İsrail saldırılarına karşı koyduğu zaman iyice arttı. Ama şimdi Hizbullah savaşçıları Suriye'de "mel'un" Yahudilerle değil ülkelerini seçilmemiş ve halk tarafından desteklenmeyen bir liderden kurtarmakta kararlı olan Müslüman kardeşleriyle savaşıyorlar.

Hizbullah bu yüzden özellikle azınlık Nusayri rejimine karşı savaş veren, büyük ölçüde Sünni Suriye direnişine sempati besleyen Arap dünyasındaki Sünni çoğunluk arasında inandırıcılığı ve itibarını kaybediyor. Hizbullah artık Arap birliğinden yana bir ordu olarak değil mezhepçi, Şii yanlısı bir güç olarak görülüyor. Bu, ABD ve müttefiklerinin, Hizbullah'ın Lübnan siyasetindeki ölümcül kavrayışını gevşetmeye çalışmak için faydalanması gereken bir kırılganlıktır.

Bu bakımdan, Hizbullah'ın Esad rejimini iktidarda tutma çabalarında başarılı olmaması muazzam faydalı olacaktır.  Suriye'de başarısız bir müdahale, Hizbullah'ın Lübnan'daki durumuna çok büyük zarar verecektir. Başarılı bir müdahale ise onun Tahran'dan gelerek Şam üzerinden akan silah boru hattını teminat altına alarak iktidardaki kontrolünü sürdürmesine imkan verecektir.

Bu durum, Hizbullah'ın Suriye'de başarısız olmasını sağlamak için ABD'nin -sadece araştırılmış isyancı gruplara silah tedarikiyle değil aynı zamanda Esad'ın hava gücünü yere indirmek ve böylece rejimin hayati ehemmiyetteki avantajını ortadan kaldırmak için hava kuvvetlerimize görev verilmesiyle de- daha fazla şey yapmasını daha zaruri kılıyor. Zaman geçiyor ve Esad savaşta kendisini toparlıyor. Şimdi harekete geçmezsek Tahran-Şam-Bekaa ekseni (Bekaa Vadisi, Hizbullah'ın doğduğu yerdir) her zamankinden daha güçlü hale gelebilir.

Kaynak: Commentary Magazine
Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas