Bu hafta Türkiye'ye gelen İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak uzun zamandır kesintiye uğrayan İsrail-Suriye barış görüşmelerinin yeniden başlaması için Ankara'nın Şam üzerinde "olumlu" etkisinin olabileceğini söyledi. Barak'ın Ankara ziyareti, ziyaretin sebepleri ve neler konuşulduğu gibi konular başörtüsü tartışmalarının gölgesinde kaldığı için bunun ne anlama geldiği hususu üzerinde durulmadı. Oysa söz konusu ziyaret çok önemliydi.
Barak, ziyarete başlamadan önce gazetecilerle bir sohbet toplantısına katıldı. İsrail Savunma Bakanı'na göre "Suriyeliler ile ilişkilerinin derinliği sebebiyle, Türkiye'nin kesin olumlu etkisi olabilir." Barak'ın bu demeci verdiği saatlerde uluslar arası bazı haber ajansları –mesela Reuters-, İsrail'in bölgedeki en önemli müttefikinin "laik" Türkiye olduğunu, ancak geçen sene İsrail'in Suriye'deki bir tesise hava saldırısı düzenlediği sırada iki ülke arasındaki ilişkilerin zarar gördüğünü yazdılar.
Bu noktayı not ettikten sonra, Barak'ın Türkiye gezisiyle ilgili değindiği bir başka önemli noktayı da zikretmek gerekir. Barak, Türkiye'nin İsrail-Filistin meseleleri ile ilgili muhtemel rolü hakkında "Bir rolü olabileceğinden emin değilim" dedi.
Bunun anlamı, İsrail, Türkiye'yi sorunların anası olan Filistin sorununda müdahil kılmak istemiyor, ama bölgedeki "ilişkilerinin derinliği" dolayısıyla İsrail-Suriye arasında önemli bir rol oynayabileceğini söylüyor . Suriye-İsrail ilişkileri, İsrail için olduğu kadar, Ehud Barak için de önemli. Çünkü İsrail'deki gelişmeleri yakından takip edenler bilir, 2001'de Başbakanlık süresi bitmeden önce Ehud Barak, Suriye ve Filistinlilerle barış görüşmeleri başlatmıştı.
İsrailli gözlemcilere bakılırsa Barak, Filistinlilerle barış yapmaktan çok Suriye ile barıştan umutlu görünüyor. Barak'ın Suriye'den bazı istekleri var, bunları doğrudan değil, Türkiye üzerinden Şam yöneticilerine ulaştırmayı tercih ediyor. Barak'ın Ankara ziyaretiyle yakından ilgilenen Reuters'ın verdiği bilgilere göre, Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Şam'ın bir mesajını Barak'a iletebileceklerini belirtmişlerdir. Türkiye, bu aşamada "ara bulucu" olmaktan çok, "kolaylaştırıcı rol" oynamak istiyor.
Bütün bunlardan neyi anlamak gerekir? Hemen şunu belirtmekte fayda var: Türkiye'nin son yıllarda bölge ülkeleri ve özellikle Suriye ile geliştirdiği yakın ilişkinin önemli boyutlarından biri İsrail faktörüdür. Pakistan'ın İsrail'le ilişki kurulmasını sağlama konusunda Türkiye önemli adımlar attı. Ama Suriye çok daha önemli bir konu. Suriye, 11 Eylül'den sonra ABD'nin ilan ettiği "Şer ekseni" içinde yer alan bir ülke olarak zikredildi ve defalarca ABD tarafından tehdit edildi. Ciddi bir tehdit algısı içinde olan Suriye, Irak benzeri bir felakete maruz kalmamak için Türkiye ile ilişkilerini azami seviyede iyileştirmeye başladı. Bu, tabii ki Türkiye'ye hem avantaj hem prestij kazandıran önemli bir amildir. Ama bu süreçte Türkiye'nin Suriye üzerine hafif ölçekli bir baskı uyguladığı da kulislerde fısıldanıyordu. İddialara göre, Türkiye, Suriye'ye İsrail ile anlaşma yapmayı empoze etmektedir ve zaman zaman bu Şam'ı rahatsız edecek boyutlarda vuku buluyordu.
İsrail için Suriye ile anlaşma veya başka bir ifadeyle Ortadoğu ve Filistin meselelerinde Suriye'nin denklem dışına çıkarılması veya nötralize edilmesi hayati derecede önemlidir. Çünkü Suriye olmadan Ortadoğu'da barış mümkün değildir.
Lübnan yenilgisinden sonra, İsrail'in gözü çok korktu. Bir daha Lübnan'a saldırması için, Hizbullah'ın zayıflatılması ve elbette bunun için Suriye'nin nötralize edilmesi gerekir. İşte tam da bu çerçevede Ehud Barak, Türkiye'nin Suriye-İsrail ilişkilerinde önemli rol oynayabileceğini söylerken, Filistin sorununda herhangi bir rol oynayabileceği kanaatinde olmadığını bildiriyor.